Bütün Güvercinseverler Merhaba,
Yazıma sitenin yapımında emeği geçen herkese teşekkür ederek başlıyorum.
Ben Konyanın Sarayönü ilçesi Başhöyük Kasabasında güvercin
yetiştiricisiyim. Yaklaşık 25 çift damızlık güvercinim mevcut, aslen
Kafkas Halklarından Karaçay Boyundanım. Karaçayda taklacı güvercine
Köğürçün, yabani güvercine Kurgöv denir. Köğürcün bizim halk
şarkılarımızda da yer almıştır.
Şöyleki:
Bu şarkı Kafkasyada derlenmiştir. Aycayak adlı şarkıdan alınmadır.
Şarkıda ay yüzlü sevgiliye sesleniş vardır.
Kök de aynaydı bir köksül ala köğürçün
(Gökte oynuyor bir gök ala güvercin)
Uça kelip salçın ayağıngı butakda
(Uçup gelde ayağını yere koy)
Kafkasyada bile güvercin yetiştiriciliği olduğunu anlayabiliyoruz.
Yaklaşık 1 asır öncesi yazılan bir şarkının mısralarında görebiliyorsak,
güvercin her yüzyıl insanı için vazgeçilmez bir hobi olmuştur. Bu konuda
Peygamber efendimizle ilgili (Muhammed SAV) bir hikayede mevcuttur.
Hikaye şöyle;
Peygamberimizi ALLAH (cc) denemek için iki melek görevlendirmiş.
Peygamberimiz Hira dağında ibadet ederken bir güvercin gelip eline
konmuş. Ya Muhammed benim iki yavrum var üç gündür aç onlar, bir atmaca
3 gündür peşimde, beni atmacaya verme yavrularım bensiz ne yapar der.
Derken atmaca gelir, Ya Muhammed benim üç yavrum var 3 gündür açlar, bu
güvercinin üç gündür peşindeyim, benim yavrularımın nasibi, onu bana ver
de yavrularımın karnını doyurayım der.
Peygamberimiz atmacaya sorar, sen yavrularını neyle beslersin, ne yerler
der.
Atmaca güvercin ve insan eti der. Peygamber efendimiz bunun üzerine
bacağından bir et parçası koparmak için bıçağı sürteceği zaman her
ikiside çırpınıp ALLAH (cc) tarafından gönderilmiş melek olduklarını
söyler.
Bu hikaye 1903 Kafkasya göçünde Türkiyeye gelen a zamanın ilim sahibi
Musa KARÇA adlı şahsın ilkokulda bir dersteyken babamlara anlattığı bir
hikayedir. Tabii babamlarda o dönem güvercin beslerlermiş (Kırkuyruk
yada Konya adıyla deste kuyruk - Selçuklu). Babam kendisi beslediği
halde ben ortaokuldayken çok kızardı. Şimdi kasabada babam yemlerini
sularını veriyor. Ben hafta sonları giderim. Allah rahmet eylesin, bir
üstadımız vardı, yaklaşık 15 yıl önce kaybettik. Pek çok bilgiyi ben
kendisinden almışımdır. Şimdi benim anladığım kadarıyla taklacı
güvercinde olması gereken fiziksel özelliklerinden bahsedelim, nasıl
randıman alınır ve nasıl eş seçimi yapılır kısaca bahsedelim. Bu arada
bana bazı arkadaşlar tepki gösterebilir ama yeni başlayan arkadaşları
düşünürsem ve amacım kuşçuluğun itibarını yükseltmekse bunları
bilmelerinde fayda görüyorum.
Benim yaban cinsi olarak adlandırdığım güvercinler aşağıda belirtilen
bölgelerin kuşlarıdır. Kırıkkale, Şanlıurfanın cinsi, Çanakkale,
Yozgatın bir cinsi, Sivasın bir cinsi ve Amasya bu bölgelerde saf kanı
bulmak mümkündür.
Yaban cinsi nedir?
1. Yaban
Kafa yapısı iri yuvarlak, boyun kısmı biraz uzun ve kalındır. Genelde
uzun gagalı, kanatları (Tel) kalından inceye doğru uzanır. Gözleri açık
renkli ve sarı olur, iri gözlü olanları safkan özelliği taşır. Sefer
sayısı 15/20 olur, eğer yere oynatılırsa genelde 15/20 metre mesafede
uzatır, seferinin takla sayısı 5/6 dır. Saf kanların kanatları büyüktür.
İlk dört tel uzun olur diğerinden. Göğüs kafesi geniş ve kuyruk kısmına
doğru sıfır noktaya doğru daralarak kanat ve kuyruk eşit olanı seferde
hem uzun yapar hemde pratik takla atar. Hangi kuşlar girer bu sınıfa;
Miski, Boz, Kır olarak adlandırılan sanırım İstanbulda en makbul
olanları bunlar, %60 ının kanat sesi düşüktür ve kanatlarda celen
vardır.
2. Yaban
Kafa yapısı iri olup, gaga kısadır ve kartal gaga uzantısı yoktur.
Gözler açık renkli, göz etrafı çerçeveli olur. Kafası tepe noktası dört
köşe olur, boyun kısadır genelde bıyık, perçem, arka tepe %80 ninde
mevcuttur. Göğüs geniş, kuruk kısmı geniş, 15 teşe kadar kuyruk
olabilir, miski harici her renk mevcuttur. Kanatları kalın telli, ucuda
kalındır. Tırnakları atmaca tırnağı kadar uzar. Sert bir kuştur, yavru
devresinde 7/8 taklaya kadar atar, anaç döneminde artık uçması
imkansızlaşır. Yerden kalkamaz düzeye gelir, biz buna pat cinsi deriz.
Kısa sefer yapar, çok fazla yere sokulamaz. Yapı olarak uzun ve incedir.
Bol oyun gösterir, biraz kafasız olur yani kendi evi harici kümeslerede
çabuk alışır. Ekseri kırıkkale ve Şanlıurfanın bir bölümünde beslenir.
Nesil üretmek için dişilerinden yararlanmakta fayda görüyorum. İdeal
kırma ırk olması için beslenir. Aynı türden eşleme yapılırsa yavru oyun
döneminde sık pat devre görülür. Yanlız çok pratik ve hızlı oluşu beni
her zaman cezbeder. Dişilerinden faydalanmanızı tavsiye ederim.
3. Yaban
Her iki yabanın birbirine eşleştirilmesi sonucu elde edilen bir ırktır.
Şanlıurfanın yerli güvercinleri bu iki ırkın özelliğini taşır. Favori
kuşlardır. Şanlıurfanın arap nesli bu ırka dayanmaz. Konya havalesinin
kuşlarıyla karakteristik özellik taşır. Paçalı olanları o bölgede çok
tutulur ama oyun ve seferde hantal yapısı vardır. Kuyruk kısmının geniş
oluşu güvercinin pratikliğini azaltır. Gördüğüm kadarıyla sesli ve sert
oluşu nedeniyle bir kuşcu kahvesinde ayağını yerden keserse tavana
yapışıyor, takla sayısının fazla oluşu nedeniyle tercih ediyorlar.
Sorarsanız bir Urfa bozu yetiştiricisine, pek çok yavrusuna antreman
verirken başka kuşçunun çatısına konmuştur, kafasızdır yani adres
şaşırması çok olur. Yabanın karakteristik özelliğidir. Kötülemek
anlamında değil, özelliği budur.
MARDİN / MARDİNLİ
Bu kuşlar renk itibarıyla koyu renklidir. İdeal kuşlardır, ancak kanat
sesleri %60 düğüktür. Dik oyun gösterirler. Bizim Konya kuşlarının
karakteristik özelliklerini taşırlar. Tip olarak Ankara kuşlarını
andırırlar. Tek farkları gözleri ve kafa yapıları iridir. Süratli oyun
gösterirler ama bazen seferi azaltıp bazen de fazlalaştırırlar. Ben
Konya ve Ankara kuşları ile aynı özellikleri taşıdığını iddia ederim.
Hakiki Mardin büyük kanatları olan kuşlardı, hep koyu renk olurdu,
yozlaşmaya uğradığını düşünüyorum. Renk olarak Mardin deniyor artık yada
taklacılara Mardin deniyor kimi bölgelerde. İki çift uçurdum, beklediğim
performansı alamadım, 2 yabanla eşleşmesinde fayda görüyorum. Hakikisi
olan arkadaşlara saygımız hep olmuştur. Görmek ve incelemek isterim.
ANKARA DAMÜSTÜLERİ
Ankara Kırıkkaleye yakınlığı sebebiyle her kümeste bir yaban görmek
mümkündür. Kuş satan arkadaşlar genelde Kırıkkaleden getirirler. Asıl
Ankara kuşu minyon tiplidir ve mat yada siliktir. Kafa yapısı küçük ve
tepe noktası dört köşe olur. Gözler hafiften çerçeveli olur, sesleri
biraz yumuşaktır. Sefer sayısı 20/30 olup dik sefer yaparlar. Hafif ve
yumuşak sesli oluşu nedeniyle takla arasını çok açar, bir direk yapar,
takla sayısı 4/5 olur hızlı ve pratik oyun yapar. Genelde gördüğüm
randıman dişi yaban, erkek Ankara ırkı ile sağlanıyor. Tersini uygulayan
arkadaşlarda vardır ama randıman bu şekilde alınır. Ben bu şekilde
aldım.
KONYA HAVACILARI
Biraz da Konya ırklarından bahsedelim. Konya havacı dediğimiz ırk
Selçuklulardan kalma denir. Ben tam katılmıyorum. Selçuklu ırkı sarı
gözlü, uzun yapıda, gök olarak adlandırılan yada mavi olarak geçen bir
türdür. Tipik özelliği 15/16 kuyruk oluşudur. Çok yükseklerde uçar ve
sabah uçarsa akşama kadar uçan bir cinsti. Gözleri çakır olurdu.
Tabiiki biz bu cinsten çok uçurduk ama şu an kalmadı desek doğrudur.
Konyada damüstü dedikleri güvercinler genelde çatıda uçurdukları için
dama oynar yerde uçurulursa yere gelir. Bunu yazıyorum, damüstü denince
pek çok yerde sadece dama gelen anlamında anlıyorlar. Biz havacıyı
ayırmak için damüstü tabirini kullanırız. Bir de hem orta menzil hemde
dama oynayan Ankara ve Konya kırma ırkları vardır. En makbul olanı
onlardır.
Eski Konya arapları yüksek ayaklı, boyun oldukca uzun, kısa paçalı,
gözler açık sayılmasada sarıyı andırır, koca ayaklı ve bir sene uçmasın
havaya atınca aynı performansı göstermesede güzel oyun çıkartan havacı
bir kuş türüdür. Bu kuşlardan bende bir adet var, eğer Konyada varsada
20 tane çıkmaz. Irk yozlaşmalarından ve hırsızlık olaylarından dolayı
kalmamıştır. Bunların yerini şimdi üç yaban cinsi ile eski Konya
araplarının eşleşmelerinden meydana gelen Aptal, Aygırkafa, Mantarlı,
Mühürlü ve Karagöz adlı ırklar almıştır. Bu ırklar orta mesafede oyun
gösterir. Birde inmesine yakın 5/6 seferi çok güzel yaparak konarlar. Bu
ırkların arasında çokta olmasada sadece havada oyun yapanlarıda
mevcuttur. Adana tabiri yıldızdayken oyun yaparlar. Konyada sinekte
denir.
Birde Kadınhanı ve Sarayönü ilçelerine özgü ırklar vardırki bu kuşlar
karakteristik olarak Gaziantep, Malatya, Erzurum, ve Şanlıurfa
bölgelerinde de bulunur. Paçalarıyla ünlüdür. 5cm. kadar paça uzunluğu
vardır. Kadınhanı ve Sayönü ırkları tamamen havacıdır ve yıldızdayken
oyun gösterir. 10/14 takla sayısına ulaşır. Takla arasını açmazlar, sert
ve pratik oyun gösterirler. Yıldızdayken oyundaki kanat sesini
işitebilirsiniz. Bu yüzden kanat tellerinin tüylerini bitirirler.
Konyada kanat yedi derler. Konya merkezde bu kuşları pek sevmezler.
Birde bizim kasabaya (Başhöyük) ait bir ırk vardır. Bu ırkta havada ve
dama meyilli oyun yapar. Paçaları kısadır. Bu ırkta, bir yabanla
Kadınhanı veSarayönü kuşlarının eşleştirilmesinden meydana gelmiştir.
Çok uçarlar, adeta havada görünmezler. Oyunda yavru serseminde 13/14
takla yaparlar, takla arasını yarım metre açarlar.
Aksaray, Karaman ve Ereğli kuşlarıda 1 ila 2 yaban eşleşmalerinden
meydana gelen ırktır. Bu ırklara Konya havacı eşleşmesi yapılmıştır. Çok
güzel oyun kuşları üretmişlerdir, hem havacı ağırlık damüstü kuşlar
oynarlar. Söyle bir baktığımızda yaban harici pek safkan kalmadı gibi
ama olan arkadaşlarda vardır saygı duyarım.Oyun kuşuda yabandan çıkar ne
yapalım.
Taklacı Güvercinden Performans Alımı :
1. Yavru yeme indikten sonra gagaüstü tüye girmeden uçuşa geçirilmemeli.
Çünkü tüye ilk oradan girer, yani tüm tüyleri tamamlanmamış olur. Aksi
takdirde kanat tüyleri tam tamamlanmadığından kanat içinde gelişme
duracaktır. Teller tam anlamıyla gelişmeyince hayvanın oyunda
performansı düşük olur.
2. Zaman zaman görüyorum ve üzülüyorum, tüy döneminde hepsi birden
gelsin diye kanat tüylerini yoluyorlar. Yanlış bir hareket olup, çekilen
her kanat tüyü yerine kısa gelecektir. Performansı tamamen bozar. Eğer
kuş uçarken tüye girmişse ilk dört tüye geçene kadar tek tek yeniler.
Bunun kuşa zararı olmaz ama yinede tüydeyken uçurmak yanlıştır. Hele ilk
dört tüyden biri eksik veya yeni geliyorsa hiç uçurmamalı. Fiğ ve burçak
verilerek tüyün gelişini hızlandırmak gerekir.
3. Kuyruk yolumu, eğer yavru yeni oyun devresinde sıklık görülürse yani
oyundan kurtulamıyorsa, her iki kenarda 2şer yada 3er bırakarak orta
boşaltılır. Sebebi denge unsurunun bozulmaması gerekmektedir. Şanlıurfa
ve Konyada rastladığım yavruların kuyruğunu makasla kesiyorlar, 2 cm
kuyruk kalıyor. Bunu sorduğumda aldığım cevap ilginç, ya tanınmasın diye
yada birinden görmüş. Bu kuşu rahatsız eder, uçuşta denge olmaz, agresif
uçuş sergiler, oyunuda geç açmasına sebebiyet verir.
4. Eğer favori kuşlarınızı yavrularını uçuruyorsanız taklayı yeni
çevirdiği dönem mukluf döneminde eşleşme yaptırın, uçurmayın ve yavruya
kusmasına kadar yani toplam 45 gün ila tüy dönemi 60 günü bulur. Kuş
yavruya kusunca hafifler. Bundan sonra kalan takla ve seferi
tamamlaması için sabah erkenden 1 sefer, ikindi akşam arası 1 sefer,
toplam günde 2 seferle antreman verilir. Tamamen oyuna ve sefere
başlarsa serinde günde 1 sefer uçan kuş düzenli sefer ve oyun yapar.
5. Önce kuş sayınıza bir ölçü belirleyip ne kadar yemle doyduklarına
bakın. Sabah eğer uçuruyorsanız, uçacaklar için 10/12 tane buğday
yiyebileceği kadar yem yedirin. Havada uçarken kullanacağı kadar
enerjisi olsun. Niye aç olarak değil, bir başka kuşcu tarafından
aldatılmasın.
6. Uçuş yaptıracağınızda erkekle erkek uçurun yada dişiyle dişi uçurun.
7. Kuşlarınızı uçurduktan sonra kümesiniz havadar ise uçuş sonrası
kümese kapatın.
8. Güneş altında kalan kuş salık olur, gevşeme gösterir.
9. Oyunlu kuşunuzu oyunu yeni açacak kuşlarınızla uçurmayın. Performansı
düşürür.
10. Eğer çok kuş uçuruyorsanız, 3 lü veya 4 lü gruplar halinde ayrı
uçurun.
İdeal Taklada Olması Gereken Özellikler :
1. Göğsü geniş olmalı.
2. Kuyruk kısmı sıfır noktaya inmeli.
3. Kafa yapısı yuvarlak olmalı.
4. Gözler açık yani beyaz yada çakır olmalı.
5. Ayaklar yatık olup 3 parmak girebilecek mesafe olmalı.
6. Kanat telleri kalın başlayıp uç kısma doğru incelmeli.
7. Kanat telleri arasında açıklık olmamalı.
8. Boyun ince ve uzun olmalı.
9. Kanatları elle açılıp bakılırken gergin olmalı, salık olmamalı yani
gevşek kanat olmamalı, çünkü pratik oyun yapamaz.
10. Tırnakları uzun yada yana dönmüş hilâl şeklinde olanı daha
makbuldür.
11. Genelde 9 kanat teli olur. Dönümden sonra 10 ve 11 kanat olanı daha
makbuldür.
12. Gaga uzun ve kartal gaga uzantısı olmalı, pat ağız dediğimiz küt
olanıda makbuldür.
13. Ayaklarında nasır şeklinde mantar olanı daha makbuldür.
14. Elinize aldığınızda ayaklarını kartal gibi sıkanı ve yahut ayağına
parmaklarınızla hafif temas ettirip çektiğinizde sıkma eylemi yapmalı.
15. Eldeyken kuyruk perdahı yapıp yapmadığına bakılmalı. Yapıyorsa
pratik sefer yapar.
16. Eldeyken kıpır olmalı.
17. Tüyleri pamuk gibi yumuşak olmalı.
18. Kanat tüylerini yememeli.
19. Duruşu bir atmacayı ve yahut bir kartalı andırmalı.
20. Her ne olursa olsun bir canlı olduğu unutulmamalı.
Tüm güvercin yetiştiren arkadaşlarıma selam ve saygılarımı sunarım.
Zekeriya BAĞCI
Başhöyük Kasabası
Batı Mahallesi H. Yusuf Sok. No:2/A
SARAYÖNÜ / KONYA
Tel: 0533 566 97 78
Fax: 0332 239 08 83 |