ORNİTHOSE

Güvercin ırkının en önemli hastalıklarından olan Ornithose, Cyclamitlerin sebep olduğu bir enfeksiyon hastalığıdır. Virüsleri insanda görülen papağan hastalığının (Psittakose) virüsleri ile yakın akrabadır. ‘’Ornithose’’ terimi, papağan olmayan tüm kuşlarda görülen enfeksiyonlara Ornithose, papağan ve muhabbet kuşları ile bunlardan dolayı insanlarda ortaya çıkan enfeksiyonlara ise ‘’Psittakose’’ demeyi teklif eden K.F.Meyer tarafından 1942 yılında kullanılmaya başlanmıştır. ‘’Ornithose’’ terimi = Kuş hastalığı burada bir üst terim olarak görülmektedir. Bu nedenden dolayı başka bilim adamları tarafından teklif edilen Chlamydiose ve Chlamyd enfeksiyonu gibi terimler günümüze kadar pek tanınmamıştır.
Ornithose önceleri bir virüs hastalığı olarak görülmesine rağmen, yeni bilimsel verilere göre, günümüzde bakteriyel bir hastalık olarak görülmektedir.

Ortaya Çıkışı ve Önemi:
Dünyanın bir çok ülkesinde yapılan araştırmalara göre Ornithose tetikleyicileri evcil güvercinlerin (süs, posta, vs.) yanı sıra, yabanileşmiş şehir güvercinlerinde oldukça sık görülmektedir. Muayene metodu ve bulgu malzemesinin cinsine göre, incelenen güvercinlerin %20-%40 arası enfekte olmuş yada bir enfeksiyon atlattığının işaretleri görülmüştür. Daha kapsamlı bir çalışma yapıldığı takdirde, Ornithose bulunmayan bir salmaya rastlamak neredeyse imkansız görünmektedir.

Tarihçe:
İlk Psittakose vakaları papağanlarla insanlar arasındaki enfeksiyonlarda bir bağlantı bulunduğuna dikkat çeken Ritter tarafından 1879 yılında İsviçre’de kayda alınmıştır. Akabinde sürekli olarak papağanlardan dolayı kitle olarak hastalanan insanlardan bahsedilmektedir. Ancak 1929/1930 yıllarında şüpheli kuşların kontrolsüz bir nakliyesinden dolayı Avrupa ve Amerika ülkelerinde 800 kadar insanın hastalandığı ve ölüm oranının % 40 larda olmasından sonra bu enfeksiyonun araştırılmasına önem verilmeye başlanmıştır. Böylece kısa sürede bir çok evcil ve yabani güvercin ile süs kuşlarında hastalığın tetikleyicilerine rastlanmıştır. Günümüzdeki bilgilere göre halen yaklaşık 140 kuş türü ile aralarında kabuksu hayvan (midye, istiridye), eklem bacaklı (kene) ve son olarak ta insanın bulunduğu 32 memeli türü Ornithose/Psittakose tetikleyicilerine doğal ev sahipliği yapmaktadır.
1940 yılında Güney Afrika’lı bilim adamı Coles ile Amerika’lı bilim adamları Pinkerton ve Swank’ın birbirlerinden bağımsız olarak yaptıkları araştırmalarda güvercinlerde Ornithose tetikleyicileri bulunduğu kanıtlanmıştır. Böylece Ornithose’nin güvercinlerin en önemli enfeksiyonlarından biri olduğu önem kazanmıştır.

Hastalık Tetikleyicileri:
Ornithose’ye isim babalarına göre LCL- Parçacıkları (Levinthal-Coles-Lillie) olan Cyclamitler’in sebep olmaktadır.
Önceleri büyük virüsler olarak görülen Cyclamitlerler, günümüzde Rikettsien grubuna dahil edilirler. Her iki tetikleyici grubunun özelliklerini taşımalarına rağmen ne virüs, ne de bakteridirler. Tahminen, bu iki mikro organizma arasında bir bağlantı hücresidirler ve en doğru olarak ta ‘’ intrahücresel parazit bakteri’’olarak tarif edilmektedirler. Kuşlarda, memelilerde  ve insanda birçok enfeksiyona neden olan Ornithose/Psittakose’yi Cyclamit sınıfının bir alt türü olan ‘’Cyclamit psittaci’’ tetikler.
Hastalık her hayvan türünde farklı bir seyir göstermektedir. Bugüne kadar kullanılan laboratuar metotlarında farklı tipler arasında sistematik bir fark tespit edilememiştir.
1200 kat büyütmede, tetikleyicilerin ‘’elementar parçacıkları’’ renklendirme yöntemiyle ışık mikroskobu altında görünmektedir. Cyclamitler kesinlikle hücre parazitleridir ve suni olarak sabit plakalar üzerinde çoğaltılamamaktadır. Üremeleri için bazı organların (dalak, Karaciğer, kemik iliği) hücrelerine girerler. Üreme sonunda işgal edilen organ ölür. Laboratuar’da çoğalmaları döllenmiş yumurtada yada hücre kültüründe gerçekleşir.
Cyclamitler, virüslere nazaran, bazı antibiyotiklere karşı hassastırlar. Bu özelliklere bakterilerle birlikte sahiptirler.
Cyclamitler uygun koşullarda, özellikle soğukta olmak üzere kuş pisliğinde ve yumurta beyazı (eiweiss) içeren maddelerde,  günlerce ve hatta haftalarca yaşayabilir. Aşırı sıcağı pek dayanamazlar. Bu nedenle besi güvercinleri kesilip kaynatıldığında veya kızartıldığında kesin olarak ölürler. Ornithose/Psittakose tetikleyicisi piyasada satılan bazı dezenfektanlara karşı dirençlidir. Ancak Alman veterinerler birliğinin tavsiye ettiği ve yayınladığı bazı dezenfektanlar uygulamada başarı ve etkinlik göstermiştir. Hamburg’daki Schülke firmasının Orbivet ve Lysovet V dezenfektanı bunlardan bazılarıdır.

Bulaşma ve Yayılma:
Ornithose taşıyıcıları arasındaki tanınmış kuş türlerinden olan güvercinlerde oldukça geniş bir yayılma oranı görülür. Bunun nedeni, bu hayvanların sürü halinde yaşaması ve üremesidir. Bazı koşullarda, yıl boyunca genç güvercinler bulunması nedeniyle enfeksiyon zincirinin garantilendiği büyük üreme oranları görülür.
Ornithose’nin yayılmasında posta ve süs güvercinlerinin yetiştirilme şekli de önemlidir.
Posta güvercinleri yaz aylarında pazar günleri, farklı salmalardan belki binlerce güvercine ev sahipliği yapmış kafes ve kabinlerin içerisinde yarışmalara götürülür. Hayvanlar varış noktasında hep birlikte salınır ve böylece içerisine kurumuş dışkı ve tüy tozlarının karıştığı oldukça büyük bir hava akımı oluşur. Kalkış esnasındaki yoğun çabadan dolayı güvercin şiddetle nefes almakta ve bütün bu enfekte olmuş parçacıklar akciğerlerine yerleştirmektedir. Bu sebeple, ornithose’nin özellikle solunum yoluyla yayıldığına dair kanıtlar bulunur.
Ornithose’den dolayı güçsüzleşmiş posta güvercini, genelde uzun mesafede, uçuşun getirdiği yorgunluklara dayanamaz ve yolda rastladığı yabancı salmalara iner ve burada bir ayrıca enfeksiyon kaynağı oluşturur. Buna nazaran cins güvercinler hemen hemen tüm yıl boyunca kapalı ortamlarda tutulur ve her zaman uçuş imkânı verilmez. Burada enfeksiyon genelde yabani kuş, yabani güvercin pisliği ile yeni enfekte olmuş bir hayvanın kontrol edilmeden salmaya alınması ile oluşur. Bu tip vakalarda ornithose genelde kuşlar arasında sık rastlanan karın organlarının enfeksiyonu şeklinde görülür. Sezona bağlı olarak sonbahar ve kış aylarında belli bir artış gözlemlenir.
Serolojik testler yabani şehir güvercinlerinde de ornithose’nin oldukça yaygın olduğunu göstermektedir. Burada akut vakalara çevresel koşullar ve doğal seleksiyon oluşması nedeniyle rastlanmamıştır. Ancak burada kesinlikle yok edilemeyen bir taşıyıcı/tetikleyici deposu oluşmuştur.
Cyclamitler hem hasta hem de yeni enfekte olmuş güvercinler tarafından bulaştırılır. Bulaşma genel olarak dışkı, gözyaşı, burun ve ağız sıvıları veya kursak sütü yoluyla gerçekleşir.
Yayılma dışkı ile kirlenmiş yemin alınması ve yavruların anaç kuşların gagaları ile beslenmesi ile oluşur. Enfekte olan her şey tüylere yapışır, orada kurur ve sallanma ile veya uçma ile havaya karışıp salmadaki kuşlar ile sahiplerinin de solunum yoluyla almasına sebep olur.
Endirekt yayılma canlı veya cansız ara taşıyıcılar ile mümkün olmaktadır. Ornithose tetikleyicisinin güvercinden yumurtaya ve dolayısıyla yavruya geçişi ise meydana gelmemektedir. Yavru güvercinler kısa süre sonra anaçlardan verilen kursak sütünden enfekte olmaktadırlar. Tüm yavrular hastalanıp ölmeyebilirler. Büyük bir bölümü anaçlarda bulunan bağışıklık sistemindeki antimaddelerin kursak sütüyle yavrulara geçer, onlarda bir direnç oluşturur ve böylece sadece başlangıç aşamasında enfekte olurlar.
Bunlar ise normal bir gelişme gösterip, ara sıra (1-2 ay), daha uzun süre (belli koşullarda ömür boyu) yada düzenli olarak Cyclamit bırakırlar. Bazen direnç zayıflatıcı etkenler nedeniyle bu hayvanlar da hastalabilirler. Yeni enfekte olmuş güvercinler sebebiyle Ornithose tetikleyicileri nesilden nesile, yarışmalarla, gösteri ve fuarlarla ve ara taşıyıcılar vasıtasıyla, salmada salmaya yayılır. Cyclamitler her yaştan güvercine bulaşabilir ama çoğu zaman genç ve yavru güvercinlerde hasta edicidirler.
Enfekte olmuş hayvanlar birkaç gün içinde kanda varlıkları serolojik yöntemlerle kanıtlanabilen antimadde üretirler. Bu hayvanlar ornithose taşıyıcısı ve bırakıcısı olmalarına rağmen antimadde seviyesi değişebilir ve antimadde seviyesi serolojik yöntemlerle kanıtlanabilecek seviyenin altına inebilir. Bunun yanı sıra serolojik olarak pozitif çıkan hayvanlarda cyclamide olmayabilir.Tetikleyiciye ile enfekte olmak uzun süreli bir bağışıklık olacağı anlamına gelmediği gibi, bazen enfeksiyon tekrar edebilir.

Hastalığın Oluşumu:
Ornithose’nin kuluçka süresi, yani tetikleyicinin alınması ile ilk hastalık belirtilerinin ortaya çıkması arasındaki süreç, güvercinin özellikle yaş ve doğal direnci ile tetikleyicinin hastalık yapıcı miktarına bağlıdır.  Yaklaşık 8-15 gün sürer. Öncelikle yuvadaki yavrular olmak üzere genç güvercinler hastalanır. Ancak kötü salma koşulları, üremeden dolayı yıpranma, yetersiz beslenme ve bakım ile başka enfeksiyonlar olması durumunda yetişkin güvercinlerin de hastalanmasına yol açar. Kural olarak bunlar başlangıç aşamasında enfekte olurlar. Bu güvercinlerdeki gizli enfeksiyon sadece hep hastalanan ve çoğu zaman da ölen yavruları vasıtasıyla anlaşılır. Nadir vakalarda yetiştiricinin de ornithose enfeksiyonu nedeniyle rahatsızlanması bu hastalığın salmada olduğuna işarettir.

Hastalığın Ortaya Çıkması:
Cyclamitler her yaştan güvercine bulaşabileceği gibi, genelde yetişkin güvercinler daha az etkilenmekte, yavru ve genç güvercinler ise akut-kronik arası hastalanmaktadır. İştahsızlık, su tüketiminde artış, sindirim bozuklukları, aşırı yumuşak dışkı, uçuş performansında düşme ve üreme hızında azalma gibi genel belirtiler salmada ornithose olduğu hesaba katılmalı ve gerekli testler yapılmalıdır.
Hastalığın akut hale gelmesi genel davranışlarda bozukluğa neden olur. Hayvanlar uyuşukluk gösterir, bir kenara çekilir ve alışkın olduğumuz canlılıklarından uzaklaşırlar. İştahsızlık artar, güvercin zayıflar ve bütün vücutları titremeye başlar. Tüylerini kabartırlar. Su tüketiminin fazlalaşması nedeniyle dışkı incelir ve yavrular yuvada neredeyse dışkıdan oluşan bir su birikintisinin içinde oturur. Bu yüzden tüyleri kirlenmiş ve birbirine yapışmış olur.
Hassas olan genç güvercinlerde kayıplar o kadar büyük olur ki, çoğu zaman %10-20  arası ancak hayatta kalır. İshalin yanı sıra çoğu zaman göz iltihabı ve Burun-Bronşialkatar görülür ki, bu da karma bir enfeksiyon olduğunun işaretidir. Yetişkin hayvanlarda gözkapağı enfeksiyonları ve üst-alt solunum yolları katarı görülür. Nadir de olsa ishal görülebilir.
Gözkapağı iltihapları genelde tek gözde belirir, ancak bazen her iki gözde de görülebilir. Burada doku oldukça kızarmış ve şişmiştir. Başlangıçta sıvı, sonra irinli bir sıvı bu iltihaptan boşalır. Bu nedenle göz etrafındaki tüyler birbirine yapışır. Gözdeki hastalık belirtileri kaybolsa bile bu hayvanlar sonradan göz etrafındaki tüyler ve kanat üstleri nedeniyle hemen dikkat çekerler. İkincil bakterilerin de devreye girmesiyle kapak kenarları iltihap sıvısı nedeniyle yapışır ve göz, müdahale edilmediği takdirde, deforme olur.
Burun katarında burun içi sıvısı kırmızıdır ve aynı zamanda burun akmaya başlar. Önceleri sıvı, sonra ise sarımsı,balgamımsı bir şekle giren iltihap sıvısı burun kapağı üzerine küçük bir basınç ile dışarıya çıkar. Hayvanlar sık sık hapşırır ve burun akıntısından kurtulmak için kafalarını sallarlar. Bu da boyun tüylerinin kirlenmesine neden olur. Normalde üzerleri beyaz pudralı olan burun delikleri koyu gri hale gelir ve üzerinde küçük yarıklar oluşur. Eğer burun delikleri tıkalı ise güvercin gagasını açarak nefes almaktadır. Bronşial katarlı ve akciğer iltihaplı güvercinlerde ancak salmada geceleri tam sessizlikte duyulabilen hırıltılı nefes darlığı belirmektedir. Bu tarz güvercinler hastalığın son aşamasında uyuşuk, güçsüz, zayıf, iştahsızdırlar ve birkaç haftada ölürler. Hastalığı hafif yakalananlar Cyclamitleri dışkı ile atmaktadırlar. Hastalığa göze çarpmayacak şekilde yakalanan yetişkinlerin yavruları akut ornithose’ye bağlı olarak 2-4 haftalıkken ölürler. Direnci yüksek güvercinler de göze çarpmayacak şekilde hastalanmaktadırlar. Ornithose’nin tipik belirtilerinin direnci düşük, fiziki olarak zayıf genç güvercinlerde ortaya çıkması nedeniyle faktorel bir hastalık olarak tanımlanmaktadır. Yavrularda hastalık ölümcül olmasına rağmen yetişkin ve genç olanlar bu hastalığı atlatabilir ama dışkı yoluyla Cyclamitleri atmaya devam ederler. Bir ornithose enfeksiyonu sonrası kayıp oranı duruma göre yetişkinlerde % 5 iken yavrularda bu oran % 80’ni bulmaktadır.

Otopsi:
Ornithose şüpheli güvercinler solunum yoluyla cyclamit içerikli toz ve tüy parçacıklarına maruz kalmamak için otopsiden önce bir dezenfeksiyon sıvısına daldırılmalıdır.  Zayıflamış ölü güvercinlerin tüyleri parlaklığını kaybetmiştir. Göz kanat üstü bölgesinde tüyler birbirine yapışıktır. Burun delikleri koyu gri hale gelir ve üzerinde küçük yarıklar oluşmuştur. Üzerine basınca iltihap sıvısı çıkar. Yetişkinlerde kıç bölgesindeki tüyler ve yavrularda ise tüm bedendeki tüyler dışkılıdır.
Otopside büyümüş dalak dikkat çeker. Ani ölümlerde dalak çoğu zaman yırtılmış ve iç kanamaya neden olmuştur. Ancak bazı ornithose vakalarında dalağın değişime uğramadığı gözlemlenmiştir.
Karaciğer büyümüş, iltihaplanmış ve çoğu zaman bir fibrinöz  madde ile kaplıdır. Kalp boşluğunda da laboratuarda renklendirme yöntemiyle tetikleyicilerin tespit edildiği fibrinöz  madde ile kaplı dokular bulunmaktadır. Fibrinöz kaplamalar akciğerde de bulunur. Normalde bu çok ince zarlar güvercinin vücudunun açılmasıyla yırtılır ve böylece izlenebilir. Ornitnose’de ise kalınlaşır ve hemen dikkat çekerler.
Soluk borusunda ve bronşlarda katarik bir iltihap görülür. Bağırsakta iltihaplanmıştır. Bağırsak içeriğinin yeşil renkte olması karaciğer fonksiyonunun bozulduğunun kanıtıdır.  

Hastalığın Teşhisi:
Ornithose kesin olarak ne klinik ne de otopsi ile teşhis edilebilir. Teşhis için hastalanmış veya ölmüş güvercinlerin organları ile taze dışkı ve kan testleri laboratuar ortamında yapılmalıdır.
Cyclamid enfeksiyonu ile ilgili kesin bir ifade ancak tetikleyicinin bulunması ile mümkündür.

Tedavi:
Ornithose’nin tedavisi için öncelikle tetracycline kullanılmalıdır. Burada öncelikle en çok bilgi birikiminin bulunduğu, ağız yoluyla alınan klortetracycline anlaşılmalıdır. Antibiyotik tetikleyicilerin üremesini durdurup onları tamamen öldürmediği için, ancak uzun süreli, dengeli bir dozaj ile tedavide başarı sağlanabilecektir. Antibiyotik nedeniyle zarar gören cyclamidler vücudun bağışıklık sistemiyle bertaraf edilir.
Enfekte olmuş bir salmanın tedavisi pahalıdır. Eğer etkili olması isteniyorsa bir veteriner tarafından yapılmalı ve kontrol edilmelidir. Akut durumlarda hayvan yem yeme ve su içme gibi fonksiyonları artık yerine getirilemiyorsa enjeksiyon kaçınılmazdır.
Tedavi daha sonra içme suyu ile devam eder. 100-110 mg etken madde/Vücut ağırlıklı ve suda eriyen klortetracycline içerikli ilaçlar kullanılmaktadır. Bu, ortalama ağırlığı 500 gram olan bir güvercinin 50-55 mg klortetracycline alması demektir.
En uygunu, ilave olarak vitamin içeren antibiyotiklerdir (Örn. Aureomycin konsantresi). Aksi takdirde içme suyu vasıtasıyla B-kompleksi vitaminler ile C ve K vitaminlerini tamamlamak gerekmektedir. Tedavi süresi 25 gündür. Bu süre zarfında, klortetracyclin’leri bağırsakta emerek vücuda yayılmalarını engelleyen güvercin taşı, grit vb. kalsiyum içerikli yemler verilmemelidir.
Günlük olarak hazırlanıp taze olmak zorunda olan ilaçlı suyun sürekli içilmesi için, bu süre zarfında güvercinler açıkta bırakılmamalıdır. Ornithose’nin başka salmalara bulaşmaması açısından da güvercinlerin dışarıda bırakılmaması tavsiye edilmektedir. Enjeksiyon tedavisinde 5 günde bir (Örn. Doxycyclin) etkili dozaj 60-75 mg/ Vücut ağırlığıdır. Burada da en az 25 günün üzerinde etkili bir kan seviyesine ulaşılmalıdır. Ancak bu şekilde Cyclamide’ler vücuttan atılması mümkün olmaktadır.
Son zamanlarda etken madde Enrofloxacin  (Baytril)’in içme suyuna karıştırılması ve 14 gün süreyle etkili dozaj 10 mg/ Vücut ağırlığı ile başarılı sonuçlar alınmıştır. Tedavi esnasında verilen mağnezyum ve aluminyum içerikli maddeler Enrofloxacin’in emilmesini azaltmaktadır. Bu nedenle aluminyum içme kapları kullanılmamalıdır.
Bir çok yetiştirici tarafından uygulanan içme suyuna düşük dozajla katılan antibiyotik, hastalığın gidişatını iyileştirmekle beraber, çoğu zaman gizlenerek enfeksiyonun sürmesini sebep olmaktadır. Bu yöntemle Chlamid’lerin sistematik olarak öldürülmesi mümkün olmamaktadır. Hatta tetikleyicinin direnç kazanması ihtimali bile oluşur. Bu uygulama kesinlikle tavsiye edilmemektedir. Kesin bir tanı ancak dışkı örneklerinin alınıp laboratuar ortamında incelenmesiyle konulabilir. Tedavi sürecinin sonu ile dışkı örneklerinin incelenmesi arasındaki süre en az 5 gün,  uzun vadeli tetracyclin’lerde ise 10 gün olmalıdır.
Buna paralel olarak Chlamid’lere karşı etkili dezenfeksiyon maddeleri kullanılarak temizlik ve dezenfeksiyon önlemleri alınmalıdır.
Başarılı bir ornithose tedavisi sonunda dikkat edilmesi gereken en önemli husus, güvercinlerin yeni bir enfeksiyona karşı ancak kısa bir süre direnç gösterebilmelidir.

Önleme:
Genel hijyenik önlemlerin yanı sıra, bilinmeyen veya şüpheli belirtiler gösteren güvercinler hemen ayrılıp karantinaya alınmalı ve gözlem altında tutularak, gerektiğinde örnek alınarak incelettirilmelidir. Ornithose’nin tespit edilmesi halinde, zayıflamış ve tedavisi imkansız olanlar öldürülmeli ve üretim durdurulmalıdır. Sadece sağlıklı, dirençli güvercinler veteriner muayenesine tabi tutulmalıdır. Salmaların temizlenmeden önce hafifçe ıslatılarak toz kalkması önlenmelidir. Bunun yanı sıra, klasik dezenfeksiyon maddeleri kullanılarak düzenli dezenfeksiyon işlemi yapılmalıdır. Enfeksiyonun insana gezmemesi için güvercinlerle temas en aza indirgenmeli ve burun – ağız koruyucu maskeler kullanılmalıdır.
Ornithose tespit edilmiş salmaların gösteri ve yarışmalara katılımı yasaktır. Yabani güvercinlerle ve diğer kuşlarla temas mümkünse engellenmelidir. Yakalanmış güvercinler salmadan izole edilmeli ve ayrı tutulmalıdır. Yeni satın alınan güvercinlere de aynı işlem uygulanmalıdır.

Ufuk ALAGÖZ tarafından TGYB için çevirilmiştir.