Güzelliği, rengi, yön
bulma yeteneğine bağlı haber götürücülüğü, eti ve evcilleşme yeteneği
dolayısıyla çok eski çağlardan beri insanoğlunun dikkatini çeken
güvercin, birçok ulusta olduğu gibi, doğaya bağlı bir ulus olarak bizde
de büyük bir ilgi görmüştür. Güvercin sözcüğünün gerek en eski Türkçe
metinlerde bulunması, gerekse birbirinden oldukça uzak değişik Türk
lehçelerinde ortak bir sözcük olarak varlığı, bunun en büyük
kanıtlarından birisidir, iş yalnızca eski metinlerde ve değişik Türk
lehçelerinde güvercin sözcüğünün geçmesiyle kalmamaktadır. Bugün birçok
bölgemizde köklü bir güvercincilik geleneği vardır ve bu gelenek en
canlı biçimde yaşamaktadır. Yalnızca Konya il merkezinde yapmış olduğum
araştırma, güvercinciliğin Konya'da da ne kadar köklü bir geçmişe
dayandığını göstermiştir.
Sınırlı ve belli alanlardaki sözcükleri içine alan Gök Türk Yazıtlarında
geçmeyen güvercin sözcüğü. Uygur metinlerinde kögürçgün, kögürçken,
kögürçün biçimlerinde geçmektedir (A, Caferoğlu, Eski Uygur Türkçesi
Sözlüğü, s. 114, İstanbul, 1968), Divanü Lûgati't-Türk'te kökürçkün
olarak geçmekte, kökürgkünleş- «güvercini öndül koyarak yarışa girmek»,
biçiminde bir de türevi bulunmaktadır (B. Atalay, Divanü Lûgati't-Türk
Dizini, a. 358, Ankara 1943). Kökeni hakkında ise herhangi bir açıklama
yoktur. Lehçelerde, Rad., Kkg.-kögürçkön; Rad., Kaz,-kügerçin; Rad.,
Tob.-kügelsin; Rad,, Kg,-kügörşük; Rad., Komd, Bar.-kögürçün olarak
geçmektedir (B, Atalay, Divanü Lûgati't-Türk Dizini, s. 358, Ankara,
1943). Anadolu ağızlarında, goğercin, güvercin, göğercin, güvercin
biçimleri var, Kögörçün (Bashöyük-Kadınhanı-Konya) biçiminin ise
Kafkasya göçmenlerinden derlendiği anlaşılıyor (Derleme Sözlüğü, C, VII,
VIII).
Güvercin sözcüğünün eski kaynaklarda karşılaştığımız biçimlerini, şu iki
ana biçime indirmek mümkündür; kökürçkün, kögürçün.
Kögürçken biçiminin, son hecede ünlü düzleşmesiyle kökürçkün biçiminden
geliştiği anlaşılıyor. Kökürçkün ile kögürçgün arasında ise yalnızca -k-
(buraya w nin altındaki yatay işaret konacak) -g- değişmesi var.
Kökürçkün ya da kögürçün biçimlerinden hangisi asıl biçim olursa olsun,
güvercin sözcüğünün Türkçe gök sözcüğünün bir türevi olduğu biliniyor
(Hasan Eren, Türkçe Gök Kelimesinin Türevleri, Jean Deny Armağanı, s.
85-89, Ankara, 1858). Kökürçkün, kögürçün biçimlerinin kök < gök
sözcüğünün üzerine ek yığılması sonucu ortaya çıktığı anlaşılıyor.
Nitekim, aynı yapı özelliğine, aynı eklerin yığılmasıyla Türkçe iki
sözcüğünün türevi olan ikirçkün «tereddüt, ikircim; tereddütlü,
ikircimli» sözcüğünde de rastlıyoruz (B. Atalay, Divanü Lûgati't-Türk
Tercümesi. C. III. s. 419, Ankara, 1941). Bu örnekler, ikirçkün
sözcüğünün iki, kökürçkün sözcüğünün de gök sözcüğünün türevi olduğunu
gösteriyor. Bazı sözlük ve ansiklopedilerde (Meydan Larausse, C. 5, s.
463, İstanbul, P. Tuğlacı, Okyanus 20. Yüzyıl Ansiklopedik Türkçe Sözlük
M, İstanbul, T971), güvercin sözcüğünün Moğ. kügercin sözcüğünden
getirilmiş olması görüşüne ise katılmak mümkün olmasa gerek.
Bu kadar eski ve yaygın bir sözcüğün, sınırlı bir anlam çemberi içinde
kalması düşünülemez. Nitekim güvercin sözcüğü kendi asıl anlamı yanında,
gerek yalın durumuyla, gerekse türevleri ve katıldığı birleşik
sözcüklerle çok değişik anlamları olan bir sözcük durumuna gelmiştir.
Bunu şu örneklerde görmek mümkündür:
güvercin: Güney yarımkürede, Büyükköpek yakınında yer alan küçük Takım
yıldız.
güvercinboynu: Böcek kabuğu gibi yeşil, mavi vs pembe arasında
dalgalanan renk.
güvercinbudu: Bir çeşit yumurtalı köfte,
güvercingöğsü: Bk. güvercinboynu. güvercingerdanı.
güvercingerdanı: Bk. güvercinboynu, güvercingöğsü.
güvercinkökü: bot. Menisperrnacea familyasından jatrorhhiza palmata adlı
bitkinin kökü.
Güvercinlik 1. Güvercin yetiştirmek için özel olarak hazırlanmış yer. 2.
Piyade kayığının kıçında küçük bir kamara veya ambar biçiminde olup,
öteberi koymaya yarayan dolap. 3. Kule biçiminde yüksekçe istihkâm. 4.
Kalelerde, güvercinliklere benzeyen saklı yer ve gözcü kulesi.
güvercintaklası: 1. Sırt sırta kollarını birbirine kenetleyen üç ya da
dört kişinin oluşturduğu koni biçimindeki sırt boşluğunda omuzlara
dayanılarak atılan takla 2. Arkaları birbirine dönük elleri dizlerinde
olarak eğilen dört çocuk üzerinde perende- atarak geçilen bir çocuk
oyunu, güvercinyuvası: 1. anat. Beyincik dilciğinin yan kanatları ile
tarin kapaklarının meydana getirdiği çukurluk. İçinde beyincik
bademciğinin üst ucu bulunur (kırlangıçyuvası da denir). 2. tiy. Eski
İngiliz tiyatrolarında, ancak bir insan başı büyüklüğünde görüş deliği
olan tiyatro locası.
Bu kadar eski ve yaygın bir sözcüğün yer adlarına yansımaması mümkün
değil. Nitekim eski ve yeni birçok yer adında güvercin sözcüğünü
görüyoruz. Güvercin (Arpaçay-Kars), Güvercin (Osmancık-Çorum,
Ş.Karahisar-Giresun. Elbistan-Maraş, Nevşehir-Niğde, Fatsa-Ordu,
Havza-Samsun), Güvercinlik (Gümüşhane) muhtarlıklarının; Güvercinlik
(Bolaman-Fatsa-Ordu, Azdavay-Daday-Kastamonu), Göğercinlik
(Akmeşe-İzmit-Kocaeli) mahallelerinin; Güvercinlik
(Zıvarık-Cihanbeyli-Konya) yaylak ve Güvercinlik (Etimesgut-Ankara)
çitliğinin adları (bk. Türkiye'de Meskûn Yerler Kılavuzu 1, Ankara,
1946). güvercin sözcüğüne dayalı yer adlarımızın çokluğunu gösterir.
Bunların yanında. Güvercinlik Biga sancağında ve Biga yakınlarında bir
küçük kasaba olup. H. 831 tarihinde II. Sultan Murat Han tarafından
fetholunmuştur. (bk. Şemsettin Sami, Kâmusü'l-a'lâm, C. 5, s. 3924,
İstanbul, 1314), Güvercinlik (Sırpça adı: Golubaç, Macarca adı:
Galamboç) Yugoslavya'nın Sırbistan bölümünde, Tuna'nın sağ kıyısında bir
kasaba, (Türk Ansiklopedisi, C. 18, s. 235-237, Ankara. 1970).
Güvercinkaya (Deniz haritalarında Pigon 1. ek. Makro). Kuzey Suriye'de
Akdeniz kıyısındaki- Basit (Podision) burnunun kıyısında ve Akra dağının
güneybatı eteğinde bir adacık (bk. Meydan Larausse) güvercin sözcüğünün,
eski devirlerden beri hem Türkiye'de hem de Türkiye dışında yer adı
olarak kullanıldığını göstermektedir. 1/500000 ölçekli Yeni Türkiye
Atlası'nda. Güvercin, Güvercinli, Güvercinevleri. Güvercinlik biçiminde
sekiz köy adı verilmiştir (Yeni Türkiye Atlası, M.S.B. Harita Genel
Müdürlüğü, Ankara, 1977). Yazılı kaynaklara geçmiş bu çiftlik, yaylak,
köy, mahalle, kasaba, şehir adlarının yanın da yazılı kaynaklara
geçmemiş daha birçok yer adının bulunabileceğini kabul etmek yanlış
olmasa gerek.
Konya'da güvercinciliğin oldukça eski bir geçmişi var. Bu konuda elde
kesin belgeler bulunmamakla birlikte, yerleşmiş kuşçuluk gelenekleri
Konya'daki güvercinciliğin geçmişinin Selçuklulara kadar çıktığını
gösteren güçlü belirtilerdir. Ayrıca sözlü anlatılar da bunu destekler
nitelikledir. Konya'nın ünlü kuşçularından Av. Mehmet Ali Apalı,
Konya'da kuşçuluğun Selçuklular zamanında başlamış olabileceği
görüşünde. Ayrıca Konya'ya özgü bir güvercin türü olan Selçuklu
güvercinlerini de Selçukluların Orta Asya'dan getirdikleri kanısında.
Buna kanıt olarak da bu güvercin türünün Konya dışında hiçbir yerde
bulunmayışını gösteriyor. (bk. Mahmut Sural, Konya'da Kuşçuluk ve
Kuşçular I. Türk Folklor Araştırmaları Dergisi, sayı: 352, s. 3483-848o,
İstanbul, 1978). Yine Konya'nın tanınmış kuşçularından Av. Ahmet Onacak,
Konya'ya kuşçuluğun. Selçuklularla geldiği «Malazgirt savaşından sonra
Konya'da kurulan Selçuklu Devleti sultanlarına, vezirlerine hediye
olarak pek çok güvercin gönderildiği» görüşünde (Bk. M. Sural. Konya'da
Kuşçuluk ve Kuşçular III. T.F.A. Dergisi, sayı: 356, s. 8602-8604. İst,
1979). Konya'daki yaygın inanışa göre Mevlâna da güvercin beslemiştir.
Bu nedenle çelebiler de kuş beslemiş ve çelebiler arasından ünlü
kuşçular yetişmiştir (bk. a. g. röportaj II. T.F.A. Dergisi, sayı: 353,
s. 8521-8523).
Bugün güvercincilik Konya'da oldukça yaygın durumda. Biri Mevlânâ
Türbesi yanındaki Mevlâna Kuşçu Kahvesi, diğeri salmacıların kahvesi
olarak bilinen. Amele Pazarı'nda. caddenin sağında ikinci katta olmak
üzere iki de kahvehaneleri var. Bu kahvehanelerde güvercin üzerine
söyleşiler ve güvercin alışverişleri yapılmakta. Konya'da güvercinlerin
50 T.L. ile 10.000 T.L. arasında alınıp satıldığı söyleniyor. Güvercinin
değeri görünüş güzelliğinden, damarlı ve yiğit oluşundan, oyun
yeteneğinden gelir. Selçuklu türünde görünüş güzelliği, Mardinli ve
taklambaç türlerinde ise görünüş güzelliği yanında oyun yeteneği de
aranır, iyi güvercinlerde Selçuklu ile Mardinlinin fiyatları aşağı
yukarı aynı.
Güvercinler, özel kümeslerde besleniyor. Kümesler çoğunlukla toprak
kerpiçten yapılmış, ortalama 2x2 ya da 1.5x2 m. genişliğinde, 1,5-1.80
m. yüksekliğindedir. Kümesler iki bölümdür. Tel örgülerle çevrilmiş
yazlık bölüm ve kerpiçten örülmüş kışlık bölüm. Büyüklükleri aşağı
yukarı aynı alan yazlık bölümle kışlık bölüm arasında, üzerinde
güvercinlerin geçebilecekleri büyüklükte bir delik bulunan bir kapı
vardır. Güvercinler iki bölüm arasında istedikleri gibi hareket
edebilirler. Asıl barınma yeri kışlık bölümdür. Duvarlara yerleştirilmiş
olan kutular veya küçük sandıklar içinde tünerler, orada yavrularlar.
Her odada rahat etmelerini engellemeyecek sayıda güvercin vardır.
Güvercinlerini dışarı bırakanlar yanında sürekli kümeste besleyenler de
var.
Güvercinler, sert buğday, küçük mısır, burçak, fiğ ve arpa ile
besleniyor. Kışın çoğunlukla burçak veriliyor. Kümesleri her gün
temizlenen güvercinlere yine her gün taze su veriliyor. Mikroplardan
arındırmak için sularına onbeş günde bir eriton katan veya sağlıklarını
korumak için vitamin hapları veren kuşçular var. Konya'da güvercin
gübresi, daha çok çiçeklere ve sebzelere, seyrek olarak da ağaçlara
atılıyor.
Konya'nın asıl yerli güvercinleri halk arasında daha çok enseli olarak
bilmen Selçuklu türü ile taklambaçlardır. Bunların yanında Konya'ya
sonradan geldiği herkesçe bilinen Mardinli türü ile Çorumlu-Mardinli,
gut. demkeş, Musullu ve ganrık türleri vardır. Çoğunlukta olup herkesçe
beslenen güvercin türleri ise Selçuklu. Mardinli ve Taklambaç
türleridir.
Selçuklu türü güvercinler, ense. kuyruk ve renklerine göre, Mardinli
türü ile taklambaç türü güvercinler ise renk. tüy, ve oyun durumlarına
göre çeşitlere ayrılırlar. Selçuklu türü güvercinlerde görünüş
güzelliği, taklambaçlarla Mardinli türü güvercinlerde ise görünüş
güzelliği ile uçuş ve oyun özelliği aranır. Bu yüzden Selçuklu türü
güvercinler çoğunlukla Kümeslerde beslendiği halde, Mardinli ile
taklambaçlar uçuş için bırakılırlar.
Selçuklu türü güvercinlerin renklerine göre bugün bilinen çeşitleri ak.
kara, gök, çopur ve akkuyruk karadır. Avukat Mehmet Ali Apalı,
Selçukluların Orta Asya'dan yalnız ak. kara ve gök türlerini
getirdiklerini, ak ile karanın eşleştirilmesinden akkuyruk karayı, ak
ile gök'ün eşleştirilmesinden de çopur'u, Selçukluların elde ettiğini
tahmin ediyor (a. g. röportaj II. T.FA. Der., sayı: 353, s. 8521-8523).
Aynı görüşü paylaşan başka kuşçular da var. Güvercin meraklılarından
Muzaffer Öztermiyeci'ye göre gök ile ak'ın eşlemesinden enseli
karakuyruk çopur, enseli gök, çopur; ak ile karanın eşleşmesinden enseli
ala, enseli mavrullu kara, akkuyruk kara, yanı telli, böğrü telli, üstü
telli kara; çopur ile çopurun eşleşmesinden %80 pal, %15 çopur. %5
enseli ak elde edilir.
Selçuklu türü güvercinler kuyruk biçimlerine göre açık ense, açığın
dolması, sokma kuyruk, dalma; ense biçimlerine göre ise kılıncına ense,
köprülü ense çeşitlerine ayrılıyor.
Konya'dan derlediğim sözcüklerin çok sınırlı bir kısmı, ancak beş altı
tanesi sözlüklere girebilmiştir. Derleme Sözlüğü'nde güvercinle doğrudan
doğruya veya ikinci dereceden ilgili yüz kadar sözcük derlenmiştir. Bu
sözcükler içinde Konya merkezden derlenmiş sözcüğe rastlayamadım. Ancak,
Konya ilinden güdün «güvercinlerin ayağına takılan küçük çıngırak»
(Sille-Konya), kundala “devetüyü renkli güvercin” (Karaman-Konya)
sözcüklerine rastlayabildim. Bunları da Konya içinde kullananı görmedim.
Konya'dan derlediğim sözcüklerden. Derleme Sözlüğü'nde bulunanlar
oldukça az. Bunlar ala Mardinli «bir çeşit güvercin» (Merzifon-Amasya),
dalı kara «omuzunda kara tüyleri olan beyaz güvercin» (Çorum), kuğurmak
«güvercin ötmek» (Sandıklı-Afyon. Bor-Niğde). tülemek «kuş tavuk vb.
kanatlı hayvanlar tüy değiştirmek» (Türkiye'nin bir çok yerinde), vizik
(vizzik) «güvercin palazı» (Bolu; Merzifon-Amasya; Corum), cızık
«güvercin yavrusu» (Düzce-Bolu; Eskişehir; Kastamonu) (Bu sözcük
Konya'da cızzık biçimindedir) sözcükleridir (Derleme Sözlüğü l-XI,
1963-1979, Ankara). Derlenen sözcüklerden edebi dilde kullanılıp ala
«karışık renkli, alaca», devetüyü «devetüyü renginde olan», felç «inme,
nüzul», kuğurmak “(güvercin) ötmek”; anaç «yavru ya da yemiş
yetiştirecek duruma gelmiş olan (hayvan ya da ağaç)», yad ti. Başka, 2.
Yabancın (Türkçe Sözlük. Ankara, 1974), demkeş «daima öten bir cins
güvercin», (F. Develioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ans. Lügat, Ankara, 1962)
gibi sözlüklerde bulunan sözcüklerin bir kısmına da az çok özel bir
anlam verilmiştir.
Güvercinlerin renklerini, türlerini, çeşitlerini, biçimlerini,
hareketlerini, yaş durumlarını anlatmak için, değişik yollara
başvurulduğunu, bunun için ala, kara, ak, gök, boz, bozlak, devetüyü,
külümsü gibi renk adlarından, kanat, kuyruk, bel, tüy, kafa, ense gibi
organ adlarından çokça yararlanıldığını görüyoruz. Bunun yanında renk ve
organ adlarıyla sıfat ve ad tamlamaları yapma yoluna gidilmiş: gök
Mardinli, boz zidgara, bozlak Musullu, küfümsü elifli, gök elifli,
karakafa karakuyruk, karyağdı elifli, akkuyruk kara, karakuyruk çopur,
karakuyruk alası...
Sözcükleri yapıları bakımından incelediğimizde beş öbeğe ayırabiliriz:
1. Yalın sözcükler: ak, kara, gök. boz, baş, bıyık, çopur, ola... 2.
Türemiş sözcükler: anaç, çimkeli, indirmeli, eğriceli, kapağan. açık,
dolma. taklambaç... 3. İki sözcükten ad, sıfat ya da insat öbeği
biçiminde yapılmış sözcükler: ala Mardinli, bir esnek, bozlak çallı,
böğrü telli, damüstü, dalı kara, enseli gök... 4. Üç sözcükten ad ya da
sıfat tamlaması biçiminde oluşturulan sözcükler: açık devetüyü, akkuyruk
kara, benekli sıçantüyü, çakal gök çallı, karakuyruk alası, karyağı
elifli... 5. Dört sözcükten sıfat tamlaması biçiminde oluşturulan
sözcükler: kuyruğu beyaz sıçantüyü, karakafa karakuyruk, kanadı telli
sıçantüyü. kuyruğu beyaz zidgara...
Çoğunlukta olan ad soylu sözcüklerin yanında sınırlı olarak eylemlere de
yer verilmiştir: atla-, ayrıl-, çekil-, kız-, sağ-, sürükle-, yürü-,
üfle-...
Derlenen 286 sözcükten 136'nın yalın ve türemiş 150'nin ise ikili, üçlü,
dörtlü tamlamalar biçiminde olması, tasviri bir dil kullanıldığını
gösteriyor. Halk sanatındaki renkliliği akkuyruk kara, külümsü gök
çakal, kuyruğu beyaz gök Mardinli, karakafa karakuyruk, kanadı telli
sıçantüyü... sözcüklerinde görmek mümkün.
Sözcüklerin büyük çoğunluğu Türkçe: ak, ala, gök, kara, yeşil, devetüyü,
külümsü, anaç, bıyık, boz, bozlak. eğriceli, dik, dıkdık, kuğurmak,
salma, Selçuklu, sürmek, ulumak, vizzik, oyun, kırma, sağmak, kanat,
kuyruk... Türkçe sözcüklerin yanında çoğu halk diline yerleşmiş yabancı
kökenli sözcükler de var: apraş. deste, badanas, demkeş, gut. difteri,
veba, fişek, fener, mukluf, pul, nergiz, nuska, perçin, zırh, ebrulü...
Alıntı sözcüklerden bazıları ise tanınmayacak kadar değiştirilmiştir:
zid (zift'ten) zidgara (zift kara'dan).
Güvercincilikle ilgili sözcüklerin sürekli bir değişim ve gelişim içinde
olduğu görülüyor. Eski sözcükler bir yandan unutulmaya, unutulmayanların
anlamlarında da birtakım kaymalar ve karışmalar olmaya başlamış. Nitekim
eski sözcükleri yalnızca Mehmet Ali Apalı’dan derleyebildim.
Sözcüklerdeki anlam karışmalarının da bu değişim ve gelişimle ilgili
olduğunu sanıyorum. Öbür yandan eski sözcüklerin yanına yenileri
katılmaya başlamış: zencir, zencirli yanında aynı anlam için cırcır,
cırcırlı, (halk arasında fermuar anlamında kullanılıyor) sözcükleri
kullanılmaya başlamış. Yeni tür güvercinlerin gelmesi de yeni sözcükler
doğuruyor. Mardinli türü güvercin Konya'ya gelmeden önce, Mardinli
türüyle ilgili sözcüklerin bir çoğunun kullanılmadığını söyleyebiliriz.
Son yıllarda Konya'ya yeni bir güvercin türü daha gelmiştir: Almanya
kuşu ya da Almanya güvercini diye adlandırılan güvercin. Almanya'dan
getirilen ve daha çok salmacıların rağbet gösterdiği bu güvercin türü de
güvercincilikle ilgili sözcüklere mutlaka yeni sözcükler katacaktır.
Konya'da güvercinlerle ilgili sözcükleri derlemek için uzun denebilecek
bir çalışma yaptım. Bu konuda titiz davranışımın nedeni, olabildiğince
yanlışlara düşmemek, eski ve yeni bütün sözcükleri derlemek, sözcüklerin
anlamlarında kuşçular arasında görüş birliği sağlamak, varsa sözcüğün
ikinci ve üçüncü anlamlarını da derlemekti. Konya'da güvercincilikle
ilgili sözcüklerin çok büyük bir kısmını, hemen hemen tümünü derlediğimi
söyleyebilirim. Bunun yanında dikkatten kaçmış birkaç sözcük kalmış
olabilir.
Az da olsa derlediğim bazı sözcüklerin anlamında, görüştüğüm bütün
kuşçuları birleştirebildiğimi söyleyemem. Anlamında uzlaşma
sağlayamadığım sözcükler için ileri sürülen anlamları, 1., 2., 3. anlam
olarak vermeyi uygun buldum. Örneğin, sırma ve kalem sözcükleri, bunlar
arasında. Sırma ile kalem sözcüklerini eş anlamlı sayanlar yanında,
sırma kanatta, kalem kuyrukta olur diyenler de var. Ben sözcüğe l, 2.
anlamlar diye iki anlam verdim. Tek kişiden derlediğim sözcüklerde
derleme yapılan kişinin adını parantez içinde verdim.
Derlemelerim sırasında bana ilk bilgileri veren ve beni bir çok kuşçuyla
tanıştıran Fakültemiz elemanlarından Mehmet Büyükgidiş'e bilgilerinden
yararlanmamda bana her türlü kolaylığı gösteren Mehmet Ali Apalı'ya.
Süleyman Nâçar'a, Ahmet Pekkirişçi'ye. Muzaffer Öztermiyeci'ye. İbrahim
Ulu'ya, Cevat Aksel'e, Ahmet Gülüvar'a ve burada adını sayamadığım diğer
kuş meraklılarına teşekkür etmek benim için bir görev olmuştur.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------
açık devetüyü : Açık devetüyü renginde olan güvercin. Mardinli türünde
olur.
açık ense : Kuyruğunun içi boş olan Selçuklu türü güvercin. Kılıncına
dolmaya göre daha az değerlidir. Selçuklu türü güvercinlerin bütün
renklerinde olabilir.
açık gök Musullu : Musullu güvercinin açık gök renkte olanı. açığın
dolması : Kuyruğunun alt kısmı açık üst kısmı dolma olan güvercin.
Selçuklu türünde olur.
ağız hastası : Nezle olan ya da ağzının içinde çatlak olan güvercin.
ağızlamak : (Güvercin) Havaya doğru diklemesine uçmak. (bk. Namlıyı
dikmek)
ahır kuşu : Demkeş ve gut türü güvercin. Ahırlardaki örümcekleri yerler,
(bk. demkeş, gut).
ak ganrık : Enseli ganrık'ın ak olanı.
akkuyruk kara : Gövdesi ve kanatları kara. kuyruğu ak olan Selçuklu türü
güvercin. Kılıncına dolma olanları daha değerlidir. Gözü beyaz. yeşil,
kırmızı olanları vardır. Kızıl gözlüler diğer enselilerle karışmadan
meydana gelir, değersizdir. Gözü. büyük çerçeveli ve beyaz olanlar
değerlidir.
ak Mardinli :Tamamen beyaz olan Mardinli türü güvercin (bk. Beyaz
Mardinli).
ak taklambaç : Tamamen beyaz renkli olan taklambaç türü güvercin.
ala : 1. İki renkli olan güvercin. Daha çok akkuyrukla beyaz
karışımından olur (bk. enseli ala). 2. Başı siyah, diğer tarafları beyaz
taklambaç (bk. karakafa). 3. Başı ve kuyruğu siyah, diğer tarafları
beyaz olan taklambaç (bk. karakafa karakuyruk).
ala ganrık : İki renkli olan enseli ganrık güvercin.
ala Mardinli : Siyah beyaz karışımı Mardinli türü güvercin.
anaç : Muklufluktan çıkıp eş olan güvercin. Eş olan güvercinin erkeğine
de dişisine de anaç denir. Anaçlık devresi 10-12 yıl sürer.
antak kalmak : Belirli bir vakit ya da saat üzerinde anlaşmak.
apraş : Değişik türdeki iki güvercinin eşleşmesinden olan yavru (M- A.
Apalı.)
arka takkalı : Başının arkasında takke olan güvercin.
atlamak : Erkek güvercin eşleşmek için dişi güvercinin üzerine çıkmak
(M. A. Apalı)
atmak : 1. Güvercinler yürükte uçarlarken bir ya da birkaç güvercin bu
uzun uçuşa dayanamayıp halkadan, oynayarak veya sağarak aşağıya doğru
gelmeye başlamak. Buna. attı denir. Eylem yalnız attı biçiminde
kullanılır. 2. Güvercincinin güvercini eliyle havaya doğru fırlatması.
3. Güvercinin takla atması [M. Büyükgidiş).
avvuk çekmek : Erkek güvercin dişi güvercini eşleşmek için çağırmak.
ayrılmak : Yad ya da kuşçuya ait güvercinlerden biri veya birkaçı uçuş
düzeninden ayrılmak. Örneğin, gök ayrıldı, yad ayrıldı denir. Eylem
yalnız, ayrıldı biçiminde kullanılır (M. A. Apalı).
azı : Kanat tüyleri, kanatlardaki büyük tüyler. Dıştan içe doğru 8-10
tele azı denir. Uçuşu bunlar sağlar.
badanas : Güvercinin çiftleşme, yumurta yapma dönemi. Badanas dönemine
giren güvercin ortalama 10-15 günde yumurtlar. Badanas döneminde erkek,
dişinin peşine düşer.
badanasa binmek : Yumurtlama dönemi yaklaşmış dişi güvercinin arkasına
erkek güvercin düşmek. Erkek güvercin dişiyi kovalar. Bu görüldüğü zaman
badanas dönemi başlar.
badanasa girmek : Güvercin çiftleşme zamanındaki durumda olmak.
Dişi yatar erkek üzerine çıkar, bazen de erkek yatar dişi onun üzerine
çıkar.
bağdadiye : İrice bir güvercin türü. Gagası uzun ve kalın, burun
delikleri belli, burnunun üzeri etli, ayakları paçasız, göz rengi
turuncu veya kırmızı, gözleri büyük; göz çevresi tüysüz, kırmızı ve
kabarık etli; ayakları büyük ve kırmızı, ayak parmakları uzun, boynu
uzun ve aşağıya doğru yay çizen, kartal görünüşünde olan bir güvercin
türü. Her rengi olmakla birlikte çoğunlukla siyahtır. Hızlı döğüşür.
Burnunun üzerindeki et büyük ve gözü kırmızı olanlar değerlidir.
Oyunsuzdur. Çok uçar. Salma kuşudur. Vücut ağırlığı 500-600 gr.
gelebilir. Bir kilo gelenleri de vardır. Konya'da pek bulunmaz.
balrengi limonlu : Balrenginde olan güvercin. Mardinli türünde olur.
Kanadının üzerinde balrengi sırma olabilir.
barana : Güvercinlerin toplu halde uçması.
basışmak : Erkek güvercin çiftleşmek için dişi güvercinin üzerine çıkmak
beli gara : Beli siyah, diğer tarafları beyaz alan güvercin. Ak Mardinli
ve taklambaçta olur (bk. yamalı, dalı gara, sırtı gara).
benekli sıçantüyü : Üzerinde kahverengi benekler olan sıçantüyü
rengindeki güvercin. Mardinli türünde olur.
beyaz Mardinli : Beyaz renkte olan Mardinli türü güvercin (bk.
Mardinli).
bıyık : Ağızla göz arasındaki tüy dönmesi, tüyün ivinti halinde dönmesi.
Tek taraflı veya çift taraflı olabilir. Tek tarafta olana tek bıyık, iki
tarafta bıyığı olana bıyıklı veya çift bıyıklı denir. Çift bıyıklılar
daha makbuldür. Bıyık Mardinli türünde olur. Selçuklu ve taklambaç
türlerinde bıyık olmaz.
bıyıklı : iki tarafta da bıyığı olan güvercin. Mardinli türünde olur.
bir esnek : Şahadet parmağı ile başbarmağın u harfine yakın biçimde,
ortalama 8 cm. açılmasıyla belirlenen bir ölçü birimi. Selçuklu türü
güvercinin ufak yapılısı makbuldür. Kuşçu güvercini değerlendirirken
ölçer. Güvercinin göğsü ile kuyruğunun sonu bir esnek olmalıdır. Bu ölçü
Selçuklu türü güvercinler için geçerlidir. Taklambaç için kullananlar da
var.
boncuk : Güvercinlerin ayağına takılan boncuk. Nazar değmemesi ve
kuşları birbirinden ayırt etmek için takılır. Genellikle mavidir.
bozlak : Göğsü, kuyruğu ve sırtı sarımtırak, kanatları ve kuyruğu
üzerinde sırması ve kalemleri olan güvercin. Mardinli türünde olur.
bozlak çallı : Vücudu ve kuyruğu bozlak, kanatları beyaz, paçaları kesme
beyaz, gıdık altında zincir olan güvercin. Mardinli türünde olur.
bozlak elifli : Kanatları, kuyruğu ve başı beyaz, vücudu boz olan
güvercin. Mardinli türünde olur.
bozlak Musullu : Boz renkli olan Musullu güvercin.
boz zidgara : Rengi mat siyah, uçuk siyah olan güvercin. Taklambaç ve
Mardinli türünde olur. Taklambaçta boz zidgara makbul değildir. Mardinli
türünde ise güvercinin değerini azaltmaz.
böğrü telli : Beyaz olan kuyruğunun üstüyle yanı arasında bir veya iki
koyu renk tel bulunan güvercin (M. A. Apalı).
bulutlu : Koyu küf renkli güvercin. Daha çok külümsü denir. Mardinli
türünde olur {bk. külümsü).
burma : 1. Ağızla göz arasındaki tüy dönmesi, tüy ivintisi. Bıyık da
denir (bk. bıyık). 2. Başın önünde yukarıya doğru kalkan tüy tutamı,
demeti. Perçem veya ön takka da denir {bk. perçem, ön takka).
cılk yumurta : Hiç gelişmeden bozulan yumurta.
cırcır : Çene altından boyuna doğru inen siyah beyaz zincir. Mardinli
türünde olur (bk. zencir) (î. Ulu).
cırcırlı : Boynunun altında siyah beyaz zinciri olan güvercin. Mardinli
türünde olur (İ. Ulu).
cızzık : Muklufluk devresine girmemiş güvercin yavrusu (bk. vizzik).
çakal : Güvercinin başındaki beyaz cimkeler. beyaz benekler. Mardinli "
türünün diğer renklerinde de olmakla birlikte deha çok çallı cinsinde
bulunur. Çakal daha çek Mardinli ve taklambaç tüllerinde olur. Selçuklu
türünün ise kare ve gök'ünde olmaz. Yalnız çopur cinsinde olur. Selçuklu
türünün diğer çeşitlerinin başında çakal bulunursa makbul değildir.
Başında çakal bulunan Mardinli türü güvercinler, çakal zidgara, çakal
gök, çakal bozlak, çakal devetüyü, çakal çallı, çaka! gök çallı, çakal
elifli, çakal limonlu çeşitlerine ayrılır. 2. Çopur güvercin terde,
baştaki grinin tam ortasında gagadan başa doğru çekilmiş olan beyaz hat.
Çopurda makbuldür, diğerlerinde makbul değildir (M. A. Apalı).
çakal bozlak : Başında beyaz çimkeler. benekler bulunç n güvercin.
Mardinli türünde olur.
çakal çallı : Başında beyaz çimkeler, benekler bulunan, vücudu ve
kuyruğu siyah, kanatları beyaz, paçaları kesme beyaz olan güvercin.
Mardinli türünde olur.
çakal çopur : Baştaki gri rengin tam ortasında gagadan başa doğru beyaz
bir hat çekilmiş olan çopur güvercin (M. A. Apalı)..
çakal devetüyü : Başında beyaz çimkeler. benekler bulunan ve devetüyü
renginde olan güvercin. Mardinli türünde olur.
çakal elifli : Başı, kanatlan, kuyruğu ve paçaları beyaz, vücudu siyah,
gök, bozlak vb. renklerde olan ve başında beyaz çimkeler, benekler
bulunan güvercin. Mardinli türünde olur.
çakal gök : Başında beyaz, çimkeler, benekler bulunan güvercin. Mardinli
türünde olur.
çakal gök çallı : Başı. kanatlan, kuyruğu ve paçaları beyaz vücudu flok
olan ve başında beyaz çimkeler, benekler bulunan güvercin. Mardinli
türünde olur.
çakal limonlu : Başında beyaz çimkeler, benekler bulunan ve vücudu açık
balrengi olan güvercin. Mardinli türünde olur.
çakal zidgara : Başında beyaz çimkeler, benekler bulunan zidgara
güvercin. Mardinli ve taklambaç türlerinde olur.
çakır : Mavi hareli, bej hareli göz. Gözü mavi hareli ya da bej hareli
olan güvercin. Çopurda ve taklambaç çallıda olur. Çopurda gözün biri
siyah diğeri çakır olur. Çakır gözün yarısı çakır, yansı siyahtır. Çakır
kısım, gözün alt yarısında, üst yarısında, ya da yan tarafında olabilir.
Taklambaç çallıda gözün ikisi de çakır olabilir.
çalı : Çopurun kanadındaki beyaz teller, Çalı çopurda olur. Çalılı çopur
makbul değildir.
çallı : Vücudu ve kuyruğu siyah, kanattan beyaz olan güvercin. Taklambaç
ve Mardinli türlerinde olur. Göğsünde zincir ölür. Paçalar kesme
beyazdır. Kanattaki beyaz teller her iki yanda 6-6, 7-7. 8-8 olabilir.
Beyaz teller 7-8 olanlar makbuldür. Kanat telleri arasında siyah teller
olursa bozuktur, makbul değildir. Çallı denince siyah beyaz renk
anlaşılır. Asıl çallılar siyah beyaz olmalıdır. Taklambaçların çallısı
siyah-beyaz olur, başka rengi olmaz. Mardinlilerde, siyah-beyaz çallı
yanında gök çallı, devetüyü çallı. limonlu çallı, külümsü çallı,
karyağdı çallı da olur.
çatal kuyruk : Kuyruk telleri ortadan ikiye ayrılmış gibi görülen
güvercin.
Kuyruk telleri 7-7 toplam 14 olur. Bu sayı 15 veya 16 olabilir. Mardinli
türü zidgaralarda olur. Zidgara karışımlarının bazılarında da çatal
kuyruk olabilir.
çatlak : Güvercinin ağzının içinde çıkan çıban (bk. ağız hastası).
çekilmek : Güvercin uçarken en yükseklere kadar gitmek. Örneğin kuşlar
çekildi denir (M. A. Apalı).
çift bıyıklı : iki tarafta da bıyığı olan güvercin.
çift takkalı : Önde ve arkada takkesi olan güvercin. Basının önünde ve
arkasında yukarıya doğru kalkan tüy demeti olan güvercin.
çimke : Güvercinin üzerindeki siyah benekler. Mardinli ve Musullu'da
olur.
çimkeli bozlak : Üzerinde siyah benekler olan bozlak güvercin. Asıl
olarak Mardinli türünde olur.
çimkeli bozlak Musullu : Üzerinde siyah çimkeler olan Musullu güvercin.
Tür olarak Mardinli'ye girer.
çimkeli açık gök Musullu : Üzerinde siyah çimkeler olan açık gök renkli
Musullu güvercin.
Çimkeli gök Musullu : Üzerinde siyah çimkeler olan açık veya koyu gök
renkli Musullu güvercin.
çingene alası : Siyah beyaz düzensiz ala güvercin. Selçuklu türünde
olur.
çitleşmek : (Güvercin) Ağız ağıza verip kusmuklaşmak (M. Büyükgidiş).
Çorumlu : Mardinli türü güvercinin paçasız olan çeşidi. Çorumluda oyun
vardır. Oyunsuz olanları makbul değildir. Çorumluya Çorum!u-Mardinli de
denir (bk. Çorumlu-Mardinli}.
Çorumlu-Mardinlî : bk. Çorumlu.
çopur : Başı açık gök, boyundan kesmeli, kanalları füme, belinde gök
olmayan, arkası sütbeyaz ve ayaklan paçalı olan Selçuklu türü güvercin.
Gözleri çakırdır. Açık ense veya dolma olabilir. Kuyruğu beyazdır
Arkadan takkeli veya dabak olabilir. Değerli bir çopurda aranan
nitelikler: Başı gayet açık mavi, gözlerinden biri siyah diğeri çakır,
kanat uçları koyu zeytuni olan çopurlar değerlidir. Kanatlarında darı ve
çalı, gözlerinde nergiz, boynunda sarkığı yani indirmesi olan çopurlar
makbul değildir.
dabak : Takkesiz güvercin. Başının önünde ya da arkasında doğru
kalkık tüy olmayan güvercin. Her türde olur
.
dalı gara : Kendisi beyaz sırtı siyah olan güvercin Ak Mardinli ve ak
taklambaçta olur (bk. beli gara, sırtı gara, yamalı).
damarlı : Uzak mesafelerden salındığında yuvasına çok kısa bir zamanda
dönen güvercin. Damarlı güvercinler yabancı yerlere inmezler. Damarlı
güvercin mukluf bile olsa, çevreyi iyi tanımasa bile yuvasını bulabilmek
için günlerce uğraşır. Damarlı güvercinler ev üzerinde uçurulduklarında
da çok uçarlar. Ortalama 4-5 saat uçarlar. Az olmakla birlikte 3-10 saat
uçanları da bulunur. Her türde olur. Damarlı güvercine yiğit güvercin de
denir (bk. yiğit güvercin).
damarsız : Kendi yuvasından başka yuvaya giden güvercin. Damarsızlar
uçtuktan sonra çoğunlukla kendi yuvalarını bulamazlar. Damarsız güvercin
çabucak bir başka yuvaya inebilir. Damarsız güvercinlerden damarlı
yavrular olabileceği gibi, damarlı güvercinlerden de damarsız yavrular
olabilir, ama saf kanlardan damarsızlar pek çıkmaz. Damarsız güvercine
giriş da denir (bk. giriş).
Damüstü : Elden çıktıktan, havaya atıldıktan sonra, 6-8 takla atıp düz
uçan, evin çevresinde dönen, her 6-8 turda bir, damın üstünde oyuna
giren güvercin. Havada 3-4 saat kalır. Havacılar gibi fazla yükselmez.
Oyuna giren damüstü takla atar. Damüstü Mardinli türünde olur.
darı: Kanat üzerinde acık siyah renkteki büyükçe benekler. Çopurlarda ve
enseli göklerde olur.
dar paça : Tüyleri kısa olan paça.
dem çekmek : (Güvercin) Ötmek. İyi dem çeken güvercinler 40-45 dakika
dem çeker. Demkeş, gut ve kuşkumrular dem çeker.
demkeş : Dem çeken, beyaz, kahverengi ve siyah renkleri olan güvercin
türü. çit takkeli olur. Ahır kuşudur. Fazla uçmaz. Kahverengi demkeşle
gut birbirine benzer, ancak kuğurmalarından ayırt edilebilirler. Demkeş
geniş paçalı ve iri vücutlu olur.
deste kuyruk : 1. Üçgen biçiminde olup içi dolu veya içi açık olan
kuyruk. Selçuklu türünün özelliğidir. 2. Kuyruğu açık ense veya
kılıncına dolma olan Selçuklu türü güvercin.
devetüyü : Kestanerengi veya açık kestanerengi güvercin. Açık
kestanerengine açık devetüyü de denir (bk. açık. devetüyü). Koyu
devetüyüne kestanerengi de denir. Tür olarak Mardinlidir.
devetüyü elifli : Başı, kanatları, kuyruğu ve paçaları beyaz, vücudu
devetüyü güvercin. Merdini i türünde olur.
devetüyü çallı : Vücudu ve kuyruğu devetüyü, kanatları beyaz olan
güvercin. Mardinli türünde olur.
dıkdık : Gaga (bk. gaga).
dik : Güvercinin ağzının ön tarafa doğru olması. Ağız aslında göğüse
doğru olur. Makbul değildir. Enselide ve taklambaçta olur (bk. kertlez).
difteri : Güvercinin ağzında olan bir hastalıktır. Ağsın içi beyazlaşır.
Nezle ilerleyince difteriye döner. Difteri olan güvercin yem yiyemez
(bk. ağız hastası). Halk arasındaki tedavi biçimleri: 1. Limon suyuyla
zeytinyağı yarı yarıya karıştırılıp ağız yıkanır. 2. Ağız koruk suyuyla
yıkanır. 3. Ağız tut şurubuyla yıkanır.
dolma : Kuyruğunun içi dolu olan Selçuklu türü güvercin. Selçuklu
türünün bir özelliğidir. Açık enseye göre daha değerlidir (bk. kılınana
dolma).
dumanlı : Külümsü Mardinli. Açık olana dumanlı, koyu olana bulutlu denir
(bk. külümsü Mardinli).
düz kuyruk : Selçuklu türü güvercinlerin dışındaki kuyruk çeşidi.
Kuyruktaki tel sayası 12, 13, 14. 16 arasında olur (bk. tahta kuyruk).
düz oyun : Tek takla atarak uçma. Düz oyun Selçukluda, taklambaçta ve
Mardinlide olur.
ebrulu ; Vücudu beyaz, kuyruğundaki tellerin biri beyaz biri siyah
dizili veya karışık olan güvercin. Taklambaçlarda olur.
eğriceli : Kuyruğundaki tellerden biri çatal olan güvercin. Telin kökü
tek. uç kısmı çatallı olur. Çoğunlukla Selçukluda bulunur, ama taklambaç
ve Mardinlilerde de bulunabilir. Eğrice çok az güvercinde bulunur, iyisi
de olabilir kötüsü de, ama çoğunlukla makbul sayılır.
elifli : Başı, kanatları, kuyruğu, beli ve paçaları beyaz, diğer
kısımları gök. bozlak devetüyü ve külümsü gibi değişik renklerde olan
güvercin. Mardinli türünde olur. Elifliler renk durumlarına göre bozlak
elifli, devetüyü elifli, zidgara elifti (siyah elifli), külümsü elifli.
limonlu elifli. karyağdı eliflî çeşitlerine ayrılır.
ense : Selçuklu ve ganrık türü güvercinlerin kuyruk kısmı. Diğer türler
için ense sözü kullanılmaz
.
enseli : 1. Selçuklu türü güvercin (bk. Selçuklu). 2. Ensesi geniş olan
Selçuklu ve ganrık türü güvercinlerin kuyruk özelliği. Enseli
güvercinlerin kuyruklarındaki tel sayısı fazladır. Enseliler topkuyruk
olur. Selçuklu türü güvercinlerin tümü enseli olur. Selçuklu türü
güvercinler, enseli gök, enseli ak, enseli zidgara, enseli çopur, enseli
ala, enseli pal çeşitlerine ayrılır. Enseli ganrık'ın ise renk
durumlarına göre çeşitleri vardır. Açık ense veya dolması olabilir.
enseli ak : Tamamen beyaz olan Selçuklu türü güvercin.
enseli ala : Siyah-beyaz düzgün ala olan Selçuklu türü güvercin. Kafa
siyah, gerdan siyah indirmeli, sırt siyah ve beyaz, kuyruk sütbeyaz
olur. Çoğunlukla çakır gözlüdür. Dalması ve açık ensesi olur.
enseli çopur : bk. çopur.
enseli gök ; Açık gök renkte olan Selçuklu türü güvercin. Kuyruk
kalemleri zeytuni siyah, kanatları sırmalı ve boncuk mavi gözlü olanları
değerlidir. Külümsüye çalanlar, gözleri kızıl olanlar, üzerinde beyaz
bulunanlar makbul değildir.
enseli ganrık : Kuyruğunu tavus kuşu gibi açıp kafasına değecek biçimde
geriye, kafasını kuyruğuna değecek biçimde arkaya kanırırken vücudunu
titreten bir güvercin türü. Ayağı paçasızdır. Enseli ganrık'ın. ak
ganrık. gök ganrık. ala ganrık, siyah ganrık çeşitleri verdir.
Çoğunlukla ok olur. Ganrık Konya'nın yerli güvercini değildir.
enseli pal : Vücudu külümsü. kuyruğu sütbeyaz, ensesi açık veya dolma
olan Selçuklu türü güvercin. enseli ak ile enseli gök birleşmesinden
olur (bk. pal).
enseli zidgara : Vücudu bütünüyle siyah olan Selçuklu türü güvercin.
Geniş ve beyaz gözlüleri makbuldür.
Ereğli gara : Konya'dan Konya Ereğlisi'ne götürülen ve bir süre sonra
Konya'ya geri getirilen Selçuklu türü bir çift akkuyruk kara güvercinden
çoğalan akkuyruk kara güvercinler. Ereğli'ye götürülen güvercinlerin
ikisi de açık ense idi. Şimdi Ereğli garaların dolma veya açık ense
olanları vardır. Ereğli garaların göz çerçeveleri geniş, gözleri yeşil
veya beyaz, gövdesi siyah, kuyruğu beyazdır. Ereğli garalar oldukça
değerlidir.
felç : Güvercinlerde görülen felç hastalığı. Felç, ayakta, kanatta ve
başta olur. Ayak ve kanat hareket edemez. Felç başta ise baş aşağı
sarkar ve ters döner. Felç olan güvercin ilk on günde ölmezse kurtulma
şansı artar.
fenerli ; 1. Kuyruğunda füme tüyler bulunan veya bir füme bir beyaz
karışık olan çopur güvercin (bk. fenerli çopur) (M. A. Apalı). 2. Siyah
olan kuyruğunun üzerinde enine doğru beyaz çizgi olan karakuyruk
taklambaç (M. Büyükgidiş).
fenerli çopur : bk. fenerli.
fişekleme -. Güvercinin oyun yaparak yükselmesi. Güvercinin, havada oyun
yaparken oyunu bırakıp yukarıya doğru sıçraması. Mardinli türü
güvercinler fişekleme yapar.
Fizana gitmek : (Güvercin) Yürüyerek çok yükseklere gitmek, uçmak (M. A.
Apalı).
gah gah : Güvercini çağırma ünlemi. Çağırma alıştırmaya bağlıdır. Gah
gah dendiği gibi kis kis vb. biçimde de çağrılabilir (bk. kıssı kıssı).
geniş göz : Büyük ve yuvarlak olup iç ve dış çerçeveleri geniş olan göz.
Gözün kenarındaki tüysüz kısmın çemberi geniş, rengi beyaz veya ayva
sarısıdır. Gözün rengi beyaz veya siyah olabilir. Hafif kızılımsı
olanları da olur. Selçuklu türü güvercinlerin göz özelliğidir.
geniş paça : Tüyleri uzun olan paça. Paça tüyleri ayak parmaklarını aşıp
yere değer.
gıdık : Güvercinin çene altındaki ileriye doğru olan kabarıklık.
Gerdanın ileriye doğru alan kabarıklığı. Enseli ve taklambaçta olur.
gıdıklı : Çenesinin altında ileriye doğru kabarıklık olan güvercin.
Eskiden makbul değildi, şimdi makbul sayılıyor.
gılıncına dolma : Kuyruğunun iç kısmı dolu olan Selçuklu türü güvercin.
Açık enseye göre daha değerlidir (bk. kılıncına dolma).
gılıncına ense : Tabanı geniş, üst tüyleri bıçak gibi olan ense. Üçgen
biçimindeki ense (bk. kılınana ense) (M. Öztermiyeci).
gırcalı : Açık renkteki gök ve ak karışımı güvercin. Mardinli türünde
olur.
gır göğ : Yaban güvercini. Şehirlerde yaşar. Çatılarda barınır.
Tarlalarda yayılır. Paçasızdır, oyunsuzdur. Mardinliye benzer. Cami
güvercinleri gır göğdür (bk. kır göğ).
gırış : 1. Kendi yuvasından başka bir yuvaya aldanarak inen. kendi
yuvasını bulamayan, bir başka yuvaya çabucak inebilen güvercin. Her tür
güvercinde olabilir (bk. damarsız). 2. iki ayrı türün eşleşmesinden olan
güvercin. Özelliği olmaz (bk. kırma, palanlı).
gırma : Aynı türden olmayan güvercinlerin eşleşmesinden olan güvercin
(bk. kırma, giriş, palanlı).
gırmızı cepeli : Zidgara ve gök Mardinlilerde baş dahil kursağa kadar
olan bölgesi yanardöner kırmızı, bordoya çalan kırmızı olan güvercin
(bk. kırmızı cepeli).
gısrak kafa : bk- kısrak kafa.
gız alası : Siyah beyaz olup da beyazı çok olan düzgün ala güvercin.
Taklambaç türünde olur (bk. kız alası).
gızkumru : Ötüşü için kafeste beslenen, bırakıldığında da evden
ayrılmayan evcil kumru. Erkeği ile dişisinin ötüşü arasında fark vardır.
Kızkumru Konya'da eskiden beri vardır, fakat yaban kumrusu Adana'dan
getirilmiştir (bk- kızkumru).
gök : 1. Gök renkli olan güvercin. Mardinli ve Selçuklu türlerinde olur.
Açık veya koyu gök olabilir. 2. Mardinli türü gök güvercin.
gök çakal : Başında beyaz çimkeler, benekler olan gök güvercin. Mardinli
türünde olur.
gök çatlı : Gövdesi gök, kanatları ve kuyruğu beyaz olan güvercin.
Mardinli türünde olur.
gök elifli : Başı, kanatları, kuyruğu ve paçaları beyaz, gövdesi gök
olan güvercin. Mardinli türünde otur.
gök ganrık : Gök renkli olan ganrık güvercin. Aslında ganrıklarda gök
olmaz. Gök ganrıklar kırmadır.
gök Mardinli : Gök renkli olan Mardinli türü güvercin. Mardinli türünün
temel renklerindendir. Gök Mardinlinin koyu rengine külümsü denir.
götlemek : (Güvercin) takla atacak gibi yapıp takta atmamak, çömelir
gibi yapmak. Daha çok muklufluk devresindeki güvercinler yapar.
Götledi biçiminde kullanılır.
gud ala : Kanattan beyaz diğer tarafları kahverengi olan gut.
guğurmak : (Güvercin) Ötmek. Erkek güvercinler dişilere oranla daha gür,
daha sesli kuğurur. Eş olma dönemine giren güvercinler kuğurmaya başlar.
Yavru ve mukluflar kuğurmaz (bk. kuğurmak).
gut : Açık veya koyu kahve renkli, kamış paçalı, uzun gagalı, çift
takkeli, asıl özelliği dem çekmek alan, fazla uçmayan ve takla atmayan
güvercin türü. Süs kuşudur (bk. ahır kuşu)
güllü : Taklambaca benzeyen, fakat paçasında tüy olmayan güvercin türü.
Göğsündeki tüyler gül biçiminde ayrıldığı için bu adı almıştır. Oyun
oynamaz, takla atmaz. Düz uçar. Konya'da fazla tutulmaz. Daha çok İzmir
ve Bursa yörelerinde olur (bk. mısrî).
gül, paça : 1. Paçasındaki tüyleri orta uzunlukta, ortalama 3 cm. olan
güvercin. 2. Tüyleri ortalama 3 cm. uzunluğunda olan paça. Tüyler
tırnakları örter. Makbuldür. Bütün türlerde olur.
halka : Güvercinin boyun tarafındaki kızıl halka (M A. Apalı).
halkalı : Boyun tarafında kızıl bir halka olan güvercin. Daha çok enseli
gökte olur.
hamurlama : Hava verme döneminden çıkmış yavruların boğazına, anaç
güvercinlerin kursaklarından çıkardıkları süte benzer, hamur halindeki
besleyici bir sıvıyı kusması. Anaç güvercin besleyici sıvıyı su içtikten
sonra kusar. Bu sıvı, yavrunun yumurtadan çıkmasına iki üç gün kala anaç
güvercinin kursağında toplanır. Bu durum yavrunun kısa bir süre sonra
yumurtadan çıkacağını gösterir. Hamurlama dönemi on gün kadar sürer.
hamurlamak : Yavrusunun çıkmasına iki üç gün kalmış anaç güvercinin
kursağında süt gibi besleyici, hamur halindeki bir sıvı toplanmak. Bu
durumda olan güvercine hamurladı denir.
hamurlama dönemi : Anaç güvercinlerin kursaklarından çıkardıkları
besleyici sıvıyı yavruların kursaklarına kustuğu süre. On gün kadardır.
havacı : Elden çıktıktan sonra havaya doğru 6-8 takla atan, sonra oyunu
bırakarak 5-6 tur yapan, tekrar oyuna girip 6-8 takla attıktan sonra
tekrar tur atarak yükselen güvercin. Güvercin tur atıp tokla atarak
yükselir. Oyun, uçmaya başladıktan sonra inişe kadar sürer. Bir havacı
güvercin havada ortalama 3-4 saat kadar kalabilir. Havada sekiz saat
kadar kalan havacılar da olur. Havacı Mardinli türünde olur.
havalama : bk. hava verme, üfleme.
hava verme : Dişi ve erkek anaç güvercinlerin, yumurtadan yeni çıkmış
yavrunun boğazına, yavrunun kursağını ve sindirim organlarını açmak için
bir iki gün hava vermesi. Hava verme döneminden sonra hamurlama başlar
(bk. havalama, üfleme).
indirme : Güvercinin boğazının altından göğsüne doğru, başındaki rengin
uzaması. İndirme çoğunlukla çopurda ve eliflide olur. İndirmeli güvercin
makbul değildir.
kafası çakal sıçantüyü : Kafasında beyaz benekler olan sıçan tüyü
rengindeki güvercin. Mardinli türünde olur.
kalem : 1. Kuyruk üzerindeki siyahımsı çizgiler 2. Kanat ve kuyruk
üzerindeki siyahımsı çizgiler (bk. sırma).
kalpli : Beyaz renkli olup kanatlarının üzeri siyah olan güvercin.
Mardinli türünde olur (bk. V'li. nuskalı.)
kamış paça ; Büyük paça. Paçadaki tüyler uzundur. Paçadaki tüylerin
uzunluğu 5-10 cm. orasında değişir. Kamış paça gut ve demkeşte olur.
Kamış paça eğer dokunulmazsa Mardinlide de olur Güvercinin uçmasını
engellediği için kesilir. Güvercin uçarsa kendisi de kırar.
kanadı telli sıçantüyü : Kanadında ve kuyruğunda beyaz teller olan
sıçantüyü rengindeki güvercin. Mardinli türünde o!ur.
kanat döğmek : Mardinli türü güvercin yukarıya doğru kanat çırparak
çıkmak.
kapağan : Güvercin yakalamak için kurutan tuzak. Dört tarafı tel örgülü.
tel örgü kapaklı, kapağının üzerinde bir el sığacak kadar deliği olan
tuzak. Tuzağın içine yem atılır ve kapak açık tutulur. Kapağa uzun . bir
ip bağlanır ve uzakta beklenir. Güvercin tuzağın içine girdikten sonra
ip çekilerek kapak kanatılır. Tuzak yad tutmak için kullanılır.
kara kafa : Vücudu beyaz başı siyah taklambaç (bk. Ala).
karakafa karakuyruk : Kuyruğu ve kafası siyah, diğer yerleri beyaz olan
taklambaç türü güvercin (bk. ala).
kara kuyruk : Kuyruğu siyah diğer tarafları beyaz olan güvercin.
Taklambaç türünde olur. Mardinli türünde de karakuyruk olabilir.
kara kuyruk alası : Kuyruğu kara. sırtı kalp yamalı olan güvercin.
Taklambaç ve Mardinli türlerinde olur.
kara kuyruk çopur : Kuyruğu siyah olan çopur güvercin.
kara kuyruk taklambaç : Kuyruğu kara. sırtı kalp yamalı olan taklambaç
türü güvercin (bk. kara kuyruk alası).
kara taklambaç : Kara renkli olan taklambaç türü güvercin.
karyağdı çallı : Kanatları beyaz, vücudunun vs kuyruğunun üzeri kırmızı,
siyahı ve platin rengi benekli. dumanrengi güvercin. Mardinli türünde
olur.
karyağdı elifti : Başı. kanatları, kuyruğu, beli ve paçaları beyaz,
diğer kısımları, üzeri siyah, kırmızı ve platin rengi benekli, duman
rengi olan güvercin. Mardinli türünde olur.
karyağdı Mardinli : Ana rengi dumanrengi olup üzerinde kırmızı, siyah ve
platin rengi benekler bulunan Mardinli türü güvercin.
kekremsilik : Güvercinin ağzının yukarıya doğru kalkık olması. Enselide
olur, makbul değildir.
kertlez : bk. dik.
kesme : Baştaki gök rengin boyunda kesilmesi. Çopurda olur ve baştaki
gök. ak ile kesilir.
kesme paça : Tırnakların üzerini acık bırakan paça. 2- Tırnaklarının
üzeri açık olan paçalı güvercin. Her türde olur.
kessik : Güvercinler takım halinde uçarken yanı yürükteyken veya
yanlarına yabancı bir güvercin karıştığı zaman, kuş sahibinin uçan
kuşların göreceği biçimde, yuvadaki kuşlardan birkaçını çıkarıp dama
koyması veya ev üzerinde bir iki dolandırması ve uçan kuşların, o yadı
da alarak aşağıya inmesi (M. A. Apalı).
kılınca dolma : bk. gılıncına dolma.
kılınana ense : bk. gılıncına ense.
kır göğ : bk. gır göğ.
kırış : bk. gırış.
kırkın : 1. Kafası kursağa kadar beyaz olup gövdesi siyahı olan
güvercin.
Mardinli türünde olur. 2. Renk özelliği olmayan karışık renkli
güvercîn.Taklambaçta baş, kuyruk, kanatlar ve paçalar beyaz, boyun ve
gövde siyahtır. Mardinlide baş, kuyruk, kanatlar ve paçalar beyaz, boyun
ve gövde gök, devetüyü, limonlu, vb. olabilir. Değersizdir. Takla
atıyorsa makbul alabilir (A. Büyükgidiş).
kırma : bk. gırma.
kırmızı cepeli : bk. gırmızı cepeli.
kısır : yumurtlamayan güvercin.
kısrak kafa : Başı ve gagası, arap atlarının kafası gibi vücuda doğru
kavisli olan güvercin. Selçuklu türünde olur ve en makbul
güvercindir.(M. A. Apalı). (bk. gısrak kafa).
kıssı kıssı ; Güvercin çağırma ünlemi (bk. gah gah).
kız alası : bk. gız alası.
kızkumru : bk. gızkumru.
kızmak : (Güvercin) Muklufluktan sonra eş istemek. Muklufun eş istemesi
(M. A. Apalı}.
koyu devetüyü : Kestane renginde olan güvercin. Mardinli türünde olur.
koyu gök Musullu : Koyu gök renkli olan Musullu güvercin.
koyu zidgara : Koyu siyah renkte olan güvercin. Mardinlî, Selçuklu ve
taklambaç türlerinde olur. Koyu zidgaralar makbuldür.
köprülü ense : Selçuklu türü güvercinde kuyruğun yarım daire biçiminde
olması (M.Öztermiyeci).
kuğurmak : bk. guğurmak.
kurukafa : Kafası yuvarlak ve çekkin, kafa tüyleri kısa ve basık olan
güvercin. Çoğunlukla enseli ve taklambaçlarda olur.
kusma : Dişi ve erkek güvercinlerin kursaklarından çıkardıkları
besleyici maddeyi yavrunun boğazına kusması. Kusma dönemi, yavru yuvadan
yeme ininceye kadar sürer. Kusmanın ilk bir iki günü hava verme, ondan
sonraki on gün kadarı da hamurlama dönemidir.
kuşçu : Kuş besleyen kimse.
kuşkumru : Bir güvercin türü. Ufak yapılıdır. Her rengi olur. Çoğunlukla
takkesizdir, düz uçar, paçasızdır. Asıl özelliği ötmesidir. Demkeşten ve
guttan daha iyi dem çeker. Gut ile demkeş tek ses çıkardıkları halde,
kuşkumru kanarya gibi değişik sesler çıkarabilir. İnce seslileri
makbuldür. Bir saat kadar dem çekenleri olur.
kuyruğu beyaz bozlak : Kuyruğu beyaz diğer tarafları bozlak olan
güvercin. Mardinli türünde olur.
kuyruğu beyaz çallı : Kuyruğu ve kanatları beyaz, gövdesi siyah olan
güvercin. Kuyruk tümden beyaz olabileceği gibi siyah-beyaz, bozlak-beyaz
karışık do olabilir.
kuyruğu beyaz devetüyü : Kuyruğu beyaz, diğer tarafları devetüyü
renginde olan güvercin. Mardinli türünde olur.
kuyruğu beyaz külümsü : Kuyruğu beyaz oran külümsü güvercin. Mardinli
türünde olur.
kuyruğu beyaz limonlu : Kuyruğu beyaz diğer tarafları açık bol rengi
olan güvercin. Mardinli türünde olur.
kuyruğu beyaz gök Mardinli : Kuyruğu beyaz diğer tarafları gök olan
Mardinli türü güvercin.
kuyruğu beyaz sıçantüyü : Kuyruğu beyaz, diğer tarafları sıçantüyü
renginde olan güvercin. Mardinli türünde olur.
kuyruğu beyaz zidgara : Kuyruğu beyaz diğer tarafları zidgara olan
güvercin. Bu, yalnız Mardinli türüne özgüdür. Diğer türlere kuyruğu
beyaz zidgara denmez.
kuyruğu siyah çallı : Vücudu ve kuyruğu siyah kanatları beyaz olan
güvercin. Taklambaç ve Mardinli türünde olur.
külümsü çakal : Başında beyaz benekler, çimkeler olan külümsü güvercin.
Mardinli türünde olur.
külümsü çallı : Vücudu ve kuyruğu külümsü kanatları beyaz olan güvercin.
Mardinli türünde olur.
külümsü elifli : Başı, kanatları, kuyruğu, beli ve paçaları beyaz diğer
tarafları külümsü olan güvercin. Mardinli türünde olur.
külümsü gök çakal : Vücudu külümsü, kanatları beyaz olup başında beyaz
benekler bulunan güvercin. Mardin ir türünde olur.
külümsü Mardinli : Koyu gök renkli olan Mardinli türü güvercin. limonlu
: Rengi açık balrengi olan güvercin. Mardinli türünde olur.
limonlu çallı : Vücudu ve kuyruğu açık balrengi kanatları beyaz olan
güvercin. Mardinli türünde olur.
limonlu elifli : Başı. kanatları, kuyruğu, beli ve paçaları beyaz diğer
taraftarı açık balrengi olan güvercin. Mardinli türünde olur.
mantar : Güvercinin ağzının içinde, damakta ve boğaza yakın yerlerde
olan beyaz renkteki büyük kabarcıklar. Sünme özelliği vardır. Tedavi
edilmezse güvercini öldürebilir.
Mardinli : Gagası uzun. gözleri küçük, kafası silik, paçaları kısa, boyu
uzun, boynu normal uzunlukta, ayak tırnaklan şahin tırnağı gibi uzun.
düz kuyruklu güvercin türü. Kuyruğunda en az 12 en çok 16 tel olur.
Temel renkleri ak. gök ve zidgaradır. Takkeli veya dabak olabilir. Gök,
ak, zidgara, bozlak, devetüyü, limonlu, külümsü. sıçantüyü. ala. çallı
ve çimkeli gibi renk çeşitleri vardır. Her çeşit rengi olabilir. Sırt
açık renk, baş ve boyun ile kuyruk ve kanat uçları sırta göre daha koyu
renklidir. Mardinli türünde renk önemli değildir. Oyun önemlidir.
Mardinli türünde oyun vardır. Takla atar. Oyunsuzları makbul değildir.
Mardinli türü güvercin, Selçuklu ve taklambaç gibi Konya'nın yerli
güvercini değildir. Konya'ya Urfa ve Mardin yöresinden getirilmiştir.
mısri : bk. güllü.
mavrullu : 1. Kuyruğu çeşitli renklerde karışık olan güvercin (M. A.
Apalı).
2. Kuyruğu siyah beyaz karışık olan Selçuklu akkuyruk kara güvercin.
mukluf : 1. Yavruluk döneminin bitiminden eşleşme dönemine kadar olan
dönemde bulunan güvercin. Muklufluk dönemi 40-45 gün sürer. Dişi
mukluflar erkek makluflardan daha çabuk eşe gelirler. Yavruluktan
olgunluk dönemine geçme sürecinde bulunan erkek ve dişi güvercin. 2.
Göğsü koyu yeşil, göz çerçevesi beyaz ve gözü boncukmavi, kanatlarının
üzerinde üç sırma olan gök Mardinli güvercin. Her gök Mardinliye mukluf
denmez. Mukluf sözcüğü daha çok Sille'de kullanılır.
muklufluk devresi : Güvercinin vizziklik devresinin bitiminden çiftleşme
devresine kadar olan süre. 40-46 gün sürer.
Musullu : Tür olarak Mardinli türüne giren, Mardinli türünün
özelliklerini taşıyan, fakat Mardinliye göre daha iri ve daha uzun olan
güvercin. Paçalıdır. Tek takkeli veya dabak olabilir. Aslı Musul'dan
getirildiği için Musullu diye anılır. Açık gök, koyu gök ve bozlak olmak
üzere üç yaygın rengi vardır. Musullu güvercin, Musullu açık gök.
Musullu koyu gök, Musullu bozlak diye anılır. Tek başına Musullu denmez.
Musullunun çimkeli bozlak ve çimkeli açık gök renkleri yanında diğer
renkleri de bulunur. Musullu güvercin Konya'da fazla tutulmaz ve fazla
beslenmez.
mühür : 1. Gök Mardinlinin mukluf cinsinin kanatları üzerindeki iki
sımadan sonra gelen ve biraz beneksi olan üçüncü sırma. 2. Enseli
göklerde kanat ortasındaki çok açık renkteki mavimsi benek (M.
Öztermiyeci).
mühürlü : Kanatları üzerinde iki sırmadan ayrı biraz beneksi bir üçüncü
sırması bulunan gök Mardinli güvercin. Mukluf cinsinde olur.
namlıyı dikmek : bk. ağızlamak.
nergiz : Gözün içindeki kırmızı çizgiler, Selçuklu türünde olur.
Gözünde nergîz bulunan Selçuklu güvercinler makbul değildir.
mıskalı : Beyaz renkli olup kanatlarının üzeri siyah olan güvercin.
Mardinli türünde olur. Muskanın sivri ucu kuyruk, geniş kısmı boyun
tarafındadır (bk. kalpli. V.’li).
ortası telli : Selçuklu türünde, beyaz olan kuyruğun ortasının üst
tarafında koyu renkli bir tüy bulunan güvercin. Selçuklu türü güvercinin
kuyruğu, gök ve düz siyah hariç, beyaz olur (M. A. Apalı).
oyun : Güvercinin takla atması. Oyuna giren güvercin takla attığı zaman
sağa sola yön değiştirir. Yön değiştirmeyenler de vardır. Güvercin üçer
takla arayla duraklar ve yenileme yapar. Oyun asıl olarak Mardinli
türünde olur. Taklambaçta da oyun vardır, fakat fişeklemez. düz oynar.
Oyuna başladığı zaman kanatlarından fazla ses çıkartan, fazla yükselen,
bu yükselme sırasında çok fazla tokat yapan Mardinli türü güvercin
makbuldür. Tokat sayısı azaldıkça ve yükselme mesafesi düştükçe
güvercinin değeri azalır.
ön takkalı : Başının önünde yukarıya doğru kalkık tüy demeti olan
güvercin (bk. perçinli).
paça : Güvercinin dirseği ile parmakları ve parmak aralarına kadar olan
kısmı örten tüyler. Geniş paça, kamış paça, dar paça çeşitleri vardır.
Paça Selçuklu, Mardinli, taklambaç, demkeş. gut türlerinde olur. Paçalı
güvercinler makbuldür.
paçalı : 1. Paçası olan güvercin. 2. Paçasındaki tüyler 2-3 cm.
uzunluğunda olan Mardinli veya taklambaç türü güvercin.
pal : 1. Enseli ak ile enseli gök'ün eşleşmesinden olan güvercin.
Rengi beyaz ile gök karışımıdır. Renk karışımı vücudun her tarafında
olabilir. Makbul değildir. 2. Pal'a rengi bozuk olduğu için gırış de
denir.
palanlı : 1. Beli uzun olan Selçuklu türü güvercin. Her renkte olur.
Makbul değildir. Selçuklunun beli kısa olanı makbuldür (M. A. Apalı). 2.
Değersiz güvercin, Mardinli ve taklambaçta olur. 3. İki ayrı cinsin
eşleşmesinden olan değersiz güvercin (bk. gırış, kırma).
perçem : Güvercinin başındaki rengin arka takkenin altına doğru uzaması
(M. A. Apalı).
perçin : Güvercinin başının önünde olup yukarıya doğru kalkan tüy
demeti, ön takke {bk. ön takka).
perçinli : Başının ön tarafında yukarıya doğru kalkık tüy demeti bulunan
güvercin. Ön takkeli (bk. ön takkalı).
peşkir : 1. Çopurlarda baştaki açık mavilikten sonra boyun arkasında,
beyazlığın, beyazlıktan sonra tekrar benek biçiminde bir açık morluğun
bulunması (M. Öztermiyeci). 2. Kara kuyruk taklambaçlarda omuzdan göğüse
doğru inen siyahlık (M. Büyükgidiş).
peşkirli : Omuzundan göğsüne doğru siyah bir renk inen kara kuyruk
taklambaç (M. Büyükgidiş).
peşkirli çopur : Baştaki açık mavilikten sonra boyun arkasında beyazlık,
beyazlıktan sonra da tekrar benek biçiminde açık bir morluk bulunan
çopur güvercin (M. Öztermiyeci).
pirinç dıkdık : Taklambaç türü güvercin (bk. taklambaç).
pul: 1. Güvercinin üzerinde bulunan, kendi renginin daha koyusu benekten
Pul, gök, çopur ve kara Selçukluda olur (M. A. Apalı). 2. Akkuyruk
karaların göğsü altında olan beyaz çimkeler (M. Büyükgidiş).
pullu : Üzerinde kendi renginin daha koyusu benekler bulunan güvercin.
Selçuklu türünün gök. çopur ve karalarında olur (M. A. Apalı).
sağmak : (Güvercin) Uçarken kanatlarını toplayarak veya kanatlarını açıp
uçlarını sırttan birbirine yaklaştırarak inmek. Makbul bir uçuş değildir
(M. A. Apalı).
salma : Kuşçuların iddiaları üzerine güvercinlerin uzak mesafelerden
salınmasıyla veya bir kuşçunun güvercinlerini diğer bir kuşçunun evine
götürüp o kuşçunun güvercinleriyle karıştırılmasıyla yapılan bir
yarışma. Salma üç türlü yapılır: 1. Bir veya birkaç güvercinin belirli
bir uzaklıktan gelebileceğine dair bahse girilir. Uzaklığa göre güvercin
sabahleyin, kuşluk veya öğleyin bırakılır. Güvercin sahibinin güvercini
antak kalınan, yani üzerinde anlaşılan saatte elde göstermesi gerekir.
Üzerinde anlaşılan saatler akşam saatleridir. Kararlaştırılan saatte
güvercinini elinde gösteren güvercin sahibi salmayı kazanır ve ortaya
konan parayı veya güvercini alır, kaybederse verir. Konya'da
salmacıların üzerinde anlaştıkları uzaklıklar genellikle Karaman, Konya
Ereğlisi, Karapınar, Beyşehir, Obruk, Hatunsaray, Çumra ve Cihanbeyli
yoludur. 2. iki kuşçu kendi güvercinlerini uzak bir yerden yarışa
koyarlar. Yuvasına erken gelen güvercinin sahibi yarışmayı kazanır ve
ortaya konan parayı veya güvercini alır. 3. Güvercinler başka bir
kuşçunun evine götürülüp o kuşçunun güvercinleri ile karıştırılır. Eğer
güvercinler karıştırıldığı güvercinler arasından ev sahibi güvercinciye
yakalanmadan evlerine tamam olarak dönerlerse güvercin sahibi ortaya
konan parayı veya güvercini alır, kaybederse ortaya konan parayı veya
güvercini verir.
salmacı : Güvercini ile yarışmaya giren kuşçu.
salma güvercini : Uzak yerlerden bırakıldığı zaman yuvasına dönebilen ve
bu özelliği üzerine uzak yerlerden bırakılarak yarışmaya sokulan
güvercin. 10-150 km.'ye kadar olan uzaklıklardan yuvasını bulabilir.
Salındıktan sonra çabuk ve geceye kalmadan gelenler makbuldür. Bütün
türlerde olur, fakat daha çok Mardinli türünde olur (bk. salma kuşu).
salma kuşu : bk. salma güvercini.
sarı kıvrım : Yumurtanın içinde gelişen, fakat yumurtanın kabuğunu
kıramadığı için yumurtadan çıkamayıp ölen yavru.
Selçuklu : Gövdesi topak ve ufak, ağzı çekkin, gözleri geniş, ayakları
kısa paçalı, boynu uzun, ensesi geniş, kuyruğundaki tel sayısı en az.
24-26, en çok 36 olan, kara, ak, gök, siyah-beyaz ala, gök-beyaz ala
renkleri bulunan güvercin türü. Akkuyruk kara, enseli ak, enseli gök,
enseli çopur, enseli kara, enseli ala çeşitleri vardır. Top kuyruktur.
Paçalıdır. Paçasız olanı yoktur. Dabak veya kulaktan kulağa arka takkeli
olur. Dolma veya açık ense olanları vardır. Selçuklu düz oynar, tek
takla atar. Oynayanı makbuldür, oynamayanı da değerini yitirmez.
Selçukluların, kulaktan kulağa takkelisi, iri ve yuvarlak başlısı, kısa,
kalın ve beyaz ağızlısı, uzun ve geriye doğru boyunlusu, kısrak başlısı,
kısa bellisi, bir esnek boylusu, göz çerçevesi geniş, göz akı beyaz ve
kılcal damarsız olanı, karın altında pamuk yani beyaz tüy olmayanı,
kılıncına dolma olanı, kuyruğundaki tel sayısı çok olanı, kuyruğu kafaya
değecek biçimde olanı değerlidir. Selçuklu türü. Konya'nın yerli
güvercinidir. Bu güvercinlerin Selçuklular zamanından beri Konya'da
bulunduğu, Selçukluların da Orta Asya'dan getirdiği kanısı yaygındır.
sıçantüyü : Biraz kırmızımsıya çalan külümsü renkli güvercin. Mardinli
ve Çorumlu-Mardinli türlerinde olur.
Sırma : 1. Güvercinin kanatları üzerindeki siyah çizgiler. Selçuklu
göklerde, çopurda ve palda olur. Sarmaları koyu renk ve düzgün olanlar
makbuldür. Sırma Mardinli türünün, kanatlan üzerinde de bulunur. Sırma
iki çizgi halinde olur. 2. Mardinli ve Selçuklu türü güvercinlerin kanat
ve kuyrukları üzerindeki siyah çizgiler. Kanatta ikişer, kuyrukta tek
sırma olur. Sırma koyu renk olursa makbuldür (bk kalem).
sırtı kara : bk. dalı kara, beli kara. yamalı.
siğil : Güvercinin genellikle, gagasında olan mercimek veya nohut
büyüklüğündeki pürtüklü ur. Göz kenarında ve vücudun diğer kısımlarında
da olabilir. Gagada ve gözde olanlar tehlikelidir. Gagayı düşürür, gözü
kör edebilir Siğil güvercini öldürebilir. Sarımtırak renktedir, sonradan
sîyahlaşabilir.
siyah elifli : Başı, kanatları, kuyruğu, paçaları beyaz, vücudunun diğer
tarafları siyah olan güvercin. Mardinli ve taklambaç türlerinde olur.
Gözlerinin üzerinde çimkeler olabilir.
siyah ganrık : Bütünüyle siyah olan ganrık güvercin.
sokma kuyruk : içini dolduran tüyler daire biçiminde olan kuyruk
(Öztermiyeci).
susamlı : Külümsüden biraz açık, gökten biraz koyu renkli güvercin.
Mardinli türünde olur.
sürmek : (Güvercin) Eşe gelmek. Erkek güvercin dişi güvercinin peşinden
gitmek (M. A. Apalı).
sürülmek : Bir kuşçunun güvercinleri uçarken, sahibi tarafından
getirilerek uçan güvercinlerin halkası altından atılan güvercinlerin,
uçan güvercinlerden birini veya birkaçını halkaları içine alarak kendi
evlerine doğru çekmek (M. A. -Apalı).
tahta kuyruk : 1. Düz kuyruk. Enseli dışındaki güvercinlerin kuyruğu.
Tahta kuyruk, Mardinli, taklambaç, demkeş, Musullu. kuşkumru gibi
güvercinlerde bulunur. Kuyruktaki tel sayısı 12. 13, 14, 16 arasında
değişir (bk. düz kuyruk). 2. Enselinin az kuyruklusu (M. A. Apalı).
takka : Güvercinin başının önünde, arkasında veya hem önünde hem
arkasında, yukarıya doğru kalkan tüy demeti. Güvercinler başlarındaki
takke durumuna göre, ön takkalı, arka takkalı veya çift takkalı diye
anılırlar.
takkalı : Başında yukarıya doğru kalkık tüy demeti olan güvercin.
takla : uçarken oyuna giren güvercinin önden arkaya, geriye doğru
dönmesi, takla atması.
taklambaç : Ağzı küçük, kalın ve çekkin, gözleri küçük, kafası yuvarlak,
boyu topak, boynu uzun, rengi kara, ak, veya siyah-beyaz ala olan
güvercin türü, Siyah-beyaz olanlarına renklerin vücut üzerindeki
dağılışına göre çallı, ala, kara kafa, kara kuyruk alası, kara kuyruk
taklambaç, karakafa karakuyruk adları verilir. Düz kuyruktur. Kuyruktaki
tel sayısı 12-16 orasında değişir. Kuyruktaki tel sayısı 12'yi geçerse
makbul değildir. Taklambaç düz oynar, tek takla atar. Takla atmayanı da
vardır. Arka takkeli veya dabak olabilir. Çoğunlukla paçalıdır. Çok az
olarak paçasızı da olabilir. Taklambaçla güllü arasındaki fark:
Taklambacın göğsünde gülü yoktur. Taklambaç paçalıdır, güllü paçasızdır.
Taklambacın gözü küçüktür, güllünün gözü büyüktür. Taklambaç oyuna
girer, takla atar, güllü oyuna girmez, takla atmaz.
topla kuyruk : Selçuklu ile Mardinli arası kuyruk. Tam düz olmayan,
Selçuklu gibi de kılıncına dolma ya da açık ense olmayıp Selçuklu ile
Mardinli arası olan kuyruk. Pallarda ve kırışlarda olur.
tek bıyık : Bir tarafında, ağızla göz arasında tüy dönmesi, tüyün ivinti
halinde dönmesi bulunan güvercin.
tek takkalı : Başının önünde ya da arkasında, yukarıya doğru kalkık tüy
demeti olan güvercin.
tel : Kanatta ve kuyrukta bulunan büyük kalın tüy. Telek.
Temel zidgara : Mustafa Temel tarafından yetiştirilen zidgara
güvercinler. Mardinli türü güvercindir. Temel zidgaraların oyun yeteneği
daha fazladır. Temel zidgaralarda oyun yeteneği olanların yüzdesi diğer
zidgaralara göre daha yüksektir. Temel zidgaralar öbür zidgaralardan
daha değerlidir. Temel zidgaralarda daha çok çatal kuyruk bulunur.
tokat : Güvercinin takla atması, uçarken geriye doğru dönmesi. Dönme
aşağıdan yukarıya doğru olur. Taklambaç için tokat sözü pek kullanılmaz.
Mardinli türü için kullanılır. Mardinli fişeklerken tokat yapar. En
fazla tokat on kadardır.
top kuyruk : Kılıncına dolma ve açık ense güvercin. Selçuklu türünün
özelliğidir. Kuyruk yukarıya kalkık ve üçgen biçimindedir, içi dolu
alanına kılıncına dolma, içi açık olanına açık ense denir.
tosulamak : Dişi güvercin kanatlarını gerip şişirerek erkek güvercinin
üzerine doğru yürümek.
tuzak : Daha çok yiğit güvercinleri yakalamak için kullanılan ve kafes
biçiminde olup iple çekildiğinde kapağı kapanan düzen (bk. kapağan), (A,
Pekkirişçi).
tülek : 1. Tüy değiştiren güvercin. 2. Güvercinin tüy değiştirmesi hali.
Tüleyen güvercin.
tüleme : Güvercinin sonbaharda eski tüylerini atıp yeni tüyler
çıkarması.
tülemek : (Güvercin) Tüy değiştirmek.
ulumak : Erkek güvercin eşleşmek için yuvaya veya tüneğe oturarak dişi
güvercini çağırmak. Bu çağırma üzerine dişi güvercin erkek güvercinin
yanına getir. Ulumayı eş isteyen mukluflar yapar. Bunun yanında ulumayı
anaçlar da yapar. Uluma, tahrik için güvercin sahibi tarafından da
yapılabilir (M. A. Apalı).
üflemek : Yavru ilk çıktığı gün ana ve baba anaç güvercinler, yavrunun
kursağını açmak, genişletmek için hava vermek. Buna havalama da denir
(bk. hava verme), (M. A. Apalı).
üstü telli : Kuyruğunun üzerinde çoğunlukla tek, bazen de iki üç tane
siyah tel olan akkuyruk kara.
veba : Güvercin vebası. Vebaya yakalanan güvercin ishal olur, zayıflar
ve 10-15 gün içinde ölür.
V'li : Beyaz renkli olup kanatlarının üzeri siyah olan güvercin. V'nin
ağzı boyun, tabanı kuyruk yönündedir (bk. kaloli, nuskalı).
vizzik : Yumurtadan yeni çıkmış güvercin yavrusu. Yumurtadan yeni
çıktığında el gibi olup kılçıklanmaya başlayan güvercin yavrusu. Yavru
yem yemeye indiği zaman da vizzik denir. Yavruya vizzik sesini çıkardığı
sürece vizzik denir. Vizziklik 40 gün kadar sürer. Vizziklikten sonra
muklufluk başlar (bk. cızzık).
yad : 1. Yabancı güvercin. 2. Birinin güvercinleri içine giren yabancı
güvercin.
yad tutmak : Yabancı bir güvercin tutmak.
yalpırdak : 1. Taklambaç ya da Mardinli türüyle Selçuklu türünün
eşleşmesinden olan güvercin (bk. kırma). 2. Kuyruğundaki tel sayısı
normalden, 24-26'dan az alan Selçuklu türü güvercin (S. Nâçar).
yamalı : bk. dalı kara, sırtı kara, beli kara
yanı telli : 1. Kuyruğunun iki yanında birer siyah tel bulunan akkuyruk
kara (bk. yom telli kara). 2. Beyaz kuyruğunun en kenarındaki teli koyu
renk olan güvercin (M. A. Apalı).
yanı telli kara : Kuyruğunun iki yanında birer tel siyah olan akkuyruk
kara güvercin [bk. yanı telli).
yavru : Yumurtadan çıktıktan sonra, muklufluğa kadar dönemde bulunan
güvercin. Yumurtadan yeni çıkmış güvercin yavrusu. Yavruluk 40 gün kadar
sürer Yavru yakalandığında vizzik diye ses çıkarır. Bu sesi çıkardığı
sürece yavruluk devam eder (bk, cızzık. vizzik).
yenileme 1. Güvercinin 3-4 takla attıktan sonra duraklayıp sıçraması.
Yukarıya doğru fişekleyerek oyun yapan güvercinin bir an oyunu bırakıp
çok kısa bir mesafe için düzelir gibi yapıp yeniden oyuna girmesi. Oyunu
bırakarak, duraklayıp sıçrayarak yeniden oyuna girme. Ortalama olarak üç
yenileme yapılır. Her yenileme arasındaki taklalarda yön değiştiren ve
değiştirmeyen güvercinler vardır. Yön değiştiren güvercinler daha
makbuldür. 2. Güvercinin kanat ve kuyruk tüyleri dahil eski tüylerini
atıp yeni tüy çıkarması. Vücuttaki bütün tüyler değişir. Yenileme eylül
ve ağustos aylarında olur.
yeşil cepeli : Zidgara ve gök güvercinlerde baş dahil kursağa kadar olan
bolümü yeşil olan güvercin. Mardinli türünde olur.
yiğit güvercin : Uzak mesafelerden salındığında yuvasına çok kısa bir
zamanda dönen güvercin. Her tür güvercinde olur. Yiğit güvercinler ev
üzerinde uçtuklarında da çok uçarlar. Ortalama 4-5 saat uçabilir. 8-10
saat uçanları da bulunur ama çok azdır (bk. damarlı güvercin}.
yürümek : En son merhaleye, gözle görülmeyecek kadar yükseklere uçmak
(M. A. Apalı).
yürük : Çok yükseklere, en son merhaleye kadar ucan güvercin. Gözle
görülmeyecek kadar yükseklere uçan güvercin. Yürük güvercinler her türde
olabilir (M. A. Apalı).
zencir : 1. Kuyruğu beyaz, vücudunun diğer tarafları siyah güvercinin
gerdanında olan beyaz cimkeler. Selçuklu türünde olur (M. A. Apalı) 2.
Çene altından boyuna doğru inen zincir biçimindeki siyah-beyaz cimkeler.
Mardinli türü güvercinlerde olur (bk. cırcır).
zencirli: 1. Gerdanında beyaz cimkeler olan güvercin. Kuyruğu beyaz
diğer tarafları siyah Selçuklu türü güvercinlerde olur (M. A. Apalı). 2.
Çene altından boyuna doğru inen siyah-beyaz cimkeler bulunan güvercin.
Boynunda zencir olan güvercin. Mardinli türünde olur (bk. cırcırlı).
zırh : Kuyrukta en dışta, iki yanlı olarak bulunan iç yarısı siyah dış
yarısı beyaz teller (M. Öztermiyeci).
zidgara : Bütünüyle siyah olan güvercin. Selçuklu, Mardinli ve taklambaç
türlerinde bulunur.
Zidgara güvercinler, boz zidgara, koyu zidgara diye ikiye ayrılır.
Mehmet ÖZMEN
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 1981 S.157-187
KISALTMALAR
anot. : Anatomi
ans. : Ansiklopedi
ask. : Askerlik
Bar. : Baraba lehçesi
bot. : Botanik
esk. : Eski
Kaz. : Kazan lehçesi
Kg. : Kazak-Kırgız lehçesi
Kkg. : Kara Kırgız lehçesi
Komd. : Kumandı lehçesi
Mog. : Moğolca
Rad. : Versuch eines Wörterbuches der Türk-Dialekte ( W. Rodlof)
T.F.A. : Türk Folklor Araştırmaları
tiy. : Tiyatro
Tob. : Tobol lehçesi
|